editorbet giriş

Medine döneminde inmiştir. 120 âyettir. Sûre, adını 112. ve 114. âyetlerde yer alan “mâide” (sofra) kelimesinden almıştır.


مَا قُلْتُ لَهُمْ إِلاَّ مَا أَمَرْتَنِي بِهِ أَنِ اعْبُدُواْ اللّهَ رَبِّي وَرَبَّكُمْ وَكُنتُ عَلَيْهِمْ شَهِيدًا مَّا دُمْتُ فِيهِمْ فَلَمَّا تَوَفَّيْتَنِي كُنتَ أَنتَ الرَّقِيبَ عَلَيْهِمْ وَأَنتَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ ﴿١١٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

mâ kultu lehum illâ mâ emerte-nî bi-hi en(i) i'budû allâhe rabbî ve rabbe-kum ve kuntu aleyhim şehîden mâ dumtu fî-him fe lemmâ teveffeyte-nî kunte ente er rakîbe aleyhim ve ente alâ kulli şey'in şehîdun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
mâ kultu lehum onlara söylemedim
illâ mâ emerte-nî bana emrettiğinden başka bir şey
bi-hi onu
en(i) i'budû kul olmak, kul olmalarını
allâhe Allâh (cc.)'a
rabbî ve rabbe-kum benim Rabb'im ve sizin Rabb'iniz
ve kuntu ve ben oldum
aleyhim şehîden onların üzerine şâhid
mâ dumtu fî-him onların arasında, bulunduğum sürece
fe artık, fakat
lemmâ olunca, olduğu zaman
teveffeyte-nî sen beni vefat ettirdin, aralarından aldın
kunte sen ...oldun
ente sen
er rakîbe aleyhim onları gözeten, gözetleyen, onlara murakip
ve ente ve sen
alâ kulli şey'in her şeye
şehîdun şâhid

Onlara, bana emrettiğin: “Benim de Rabb'im, sizin de Rabb'iniz olan Allah'a kul olmaları”ndan başka birşey söylemedim. Onların arasında bulunduğum sürece, onların üzerlerine şahit oldum. Fakat beni vefat ettirince (aralarından alınca) onların üzerine gözetleyici Sen oldun. Ve Sen herşeye şahitsin.

MÂİDE SURESİ 117. Ayeti Suat Yıldırım Meali

(116-118) Hem Allah Teâlâ: "Ey Meryem oğlu İsa!" Sen mi insanlara "Beni ve annemi Allah’tan başka iki tanrı edinin" dedin? sorguladığı vakit o şöyle diyecek: "Hâşa! Sen şerikden ve her noksandan münezzehsin Ya Rabbî! Hakkım olmayan bir şeyi söylemem doğru olmaz, bana yakışmaz." "Hem söylediysem malûmundur elbet. Benim varlığımda olan her şeyi Sen bilirsin, ama ben Sen’in Zatında olanı bilemem. Bütün gaybleri hakkıyla bilen ancak Sen’sin." "Sen ne emrettinse ben onlara, bundan başka bir şey söylemedim. Dediğim hep şu idi: "Rabbim ve Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin." "Ya Rabbî! Ben aralarında olduğum müddetçe onları kolladım. Fakat vakta ki Sen beni aralarından tutup aldın, onları görüp denetleyen yalnız Sen kaldın. Sen gerçekten her zaman, her şeye hakkıyla şahitsin. Eğer onları cezalandırırsan, şüphe yok ki onlar Sen’in kullarındır. Onları affedersen, aziz-u hakîm (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibi) ancak Sen’sin."

Suat Yıldırım
Ankara Acil Kurye