Medine döneminde inmiştir. 120 âyettir. Sûre, adını 112. ve 114. âyetlerde yer alan “mâide” (sofra) kelimesinden almıştır.


إِن تُعَذِّبْهُمْ فَإِنَّهُمْ عِبَادُكَ وَإِن تَغْفِرْ لَهُمْ فَإِنَّكَ أَنتَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ ﴿١١٨﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

in tuazzib-hum fe inne-hum ibâdu-ke ve in tagfir lehum fe inne-ke ente el azîzu el hakîmu
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
in tuazzib-hum eğer onlara azap edersen
fe inne-hum artık muhakkak ki onlar
ibâdu-ke senin kulların
ve in tagfir lehum ve eğer onları bağışlarsan (mağfiret edesen)
fe inne-ke o halde, o taktirde, muhakkak ki sen
ente sen
el azîzu aziz, güçlü, üstün
el hakîmu hüküm ve hikmet sahibi

Eğer onlara azap edersen, artık muhakkak ki onlar, Senin kullarındır. Ve eğer onları bağışlarsan, o taktirde muhakkak ki Sen, Sen Azîz'sin (üstünsün) Hakîm'sin (hüküm ve hikmet sahibisin).

MÂİDE SURESİ 118. Ayeti Hasan Basri Çantay Meali

«Eğer kendilerine azâb edersen şübhe yok ki onlar Senin kullarındır. Eğer onları yarlığarsan mutlak gaalib (ve) yegâne hüküm ve hikmet saahibi olan da hakıykaten Sensin Sen».

Hasan Basri Çantay