MÂİDE SURESİ 17. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Medine döneminde inmiştir. 120 âyettir. Sûre, adını 112. ve 114. âyetlerde yer alan “mâide” (sofra) kelimesinden almıştır.
لَّقَدْ كَفَرَ الَّذِينَ قَآلُواْ إِنَّ اللّهَ هُوَ الْمَسِيحُ ابْنُ مَرْيَمَ قُلْ فَمَن يَمْلِكُ مِنَ اللّهِ شَيْئًا إِنْ أَرَادَ أَن يُهْلِكَ الْمَسِيحَ ابْنَ مَرْيَمَ وَأُمَّهُ وَمَن فِي الأَرْضِ جَمِيعًا وَلِلّهِ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا يَخْلُقُ مَا يَشَاء وَاللّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ ﴿١٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
lekad | andolsun |
kefere | kafir oldu |
ellezîne kâlû | ... diyenler |
inne allâhe | muhakkak ki Allâh (c.c.) |
huve | o |
el mesîhu | Mesih |
ibnu meryeme | Meryem oğlu |
kul | de ki |
fe men yemliku | o halde, öyleyse kim maliktir, kimin gücü yeter, kim mani olur? |
min allâhi | Allâh (c.c.)'dan |
şey'en | bir şey |
in erâde | eğer dilerse, isterse |
en yuhlike | helak etmeyi |
el mesîhe | Mesih |
ibne meryeme | Meryem oğlu |
ve umme-hu | ve onun annesi |
ve men fî el ardı | ve yeryüzünde bulunan kimseleri |
cemîan | topluca, hepsini |
ve li Allâhi | ve Allâh'ın (cc.) dır. |
mulku es semâvâti | göklerin mülkü, idaresi |
ve el ardı | ve yeryüzü |
ve mâ beyne-humâ | ve bu ikisinin arasındaki şeyler |
yahluku mâ yeşâu | dilediğini halk eder, yaratır |
ve allâhu | ve Allâh (c.c.) |
alâ kulli şey'in | her şeye |
kadîrun | kâdir, kudret sahibi |
Andolsun ki “Muhakkak ki Allah, Meryem oğlu Mesih’tir.” diyenler kâfir olmuşlardır. De ki; “Öyle ise Allah, Meryem oğlu Mesih’i, annesini ve yeryüzünde bulunanların hepsini helâk etmek isterse, Allah’dan bir şeyi (önlemeye) kimin gücü yeter?” Göklerde, yerde ve ikisinin arasında bulunan herşeyin mülkü Allah’ındır. O, dilediğini yaratır. Allah (c.c.), herşeye kaadirdir.
MÂİDE SURESİ 17. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
“Allah, Meryem oğlu Mesihtir” diyenler, gerçekleri örtbas ederek kâfir olmuş oldular. De ki: “Eğer Meryem oğlu İsa'yı ve O'nun annesini ve yeryüzündeki herkesi helak etmek isteseydi, kim Allah'a mani olabilirdi. Zira göklerin ve yerin ve onlar arasında bulunan herşeyin hükümranlığı Allah'a aittir. O dilediğini yaratır ve Allah dilediğini yapmaya güç yetirendir.”
Abdullah Parlıyan