MÂİDE SURESİ 19. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Medine döneminde inmiştir. 120 âyettir. Sûre, adını 112. ve 114. âyetlerde yer alan “mâide” (sofra) kelimesinden almıştır.
يَا أَهْلَ الْكِتَابِ قَدْ جَاءكُمْ رَسُولُنَا يُبَيِّنُ لَكُمْ عَلَى فَتْرَةٍ مِّنَ الرُّسُلِ أَن تَقُولُواْ مَا جَاءنَا مِن بَشِيرٍ وَلاَ نَذِيرٍ فَقَدْ جَاءكُم بَشِيرٌ وَنَذِيرٌ وَاللّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ ﴿١٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
(fetret) min er rusuli en tekûlû mâ câe-nâ min beşîrin ve lâ nezîrin fe kad câe-kum beşîrun ve nezîrun ve allâhu alâ kulli şey'in kadîrun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
yâ ehle el kitâbi | ey Kitab ehli |
kad câe-kum | size gelmişti |
resûlu-nâ | Resul'ümüz |
yubeyyinu lekum | size açıklıyor |
alâ fetretin
(fetret) |
kesintili dönemde
: (iki vak'a arasında geçen zaman) |
min er rusuli | bir resul |
en tekûlû mâ câe-nâ | "bize gelmedi " dersiniz diye (dememeniz için) |
min beşîrin | müjdeleyici |
ve lâ nezîrin | ve bir uyarıcı olmadı (gelmedi) |
fe kad câe-kum | fakat, oysa size gelmişti |
beşîrun ve nezîrun | bir müjdeleyici ve uyarıcı |
ve allâhu | ve Allâh (c.c.) |
alâ kulli şey'in | her şeye |
kadîrun | kâdir, kudret sahibi |
Ey Kitap ehli! Resûllerin (peygamberlerin) fetret devrinde (aralarının kesildiği zamanda), sizlere gerçekleri açıklayan Resûl’ümüz (elçimiz) gelmişti. “Bize bir müjdeleyici ve de uyarıcı gelmedi.” dersiniz diye (dememeniz için). Oysa size "müjdeleyici ve uyarıcı" bir Resûl gelmişti. Allah herşeye kaadirdir.
MÂİDE SURESİ 19. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Ey kendisine kitap ulaşanlar! Hiçbir peygamberin gelmediği uzun bir aradan sonra size gerçekleri açıklayan bu elçimiz gönderildi ki; “Bize ne bir müjdeci, ne de uyarıcı gelmedi” demenize meydan vermemek için, size bir müjdeci ve uyarıcı geldi. Allah dilediğini yapmaya güç yetirendir.
Abdullah Parlıyan