Medine döneminde inmiştir. 120 âyettir. Sûre, adını 112. ve 114. âyetlerde yer alan “mâide” (sofra) kelimesinden almıştır.


يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تُحِلُّواْ شَعَآئِرَ اللّهِ وَلاَ الشَّهْرَ الْحَرَامَ وَلاَ الْهَدْيَ وَلاَ الْقَلآئِدَ وَلا آمِّينَ الْبَيْتَ الْحَرَامَ يَبْتَغُونَ فَضْلاً مِّن رَّبِّهِمْ وَرِضْوَانًا وَإِذَا حَلَلْتُمْ فَاصْطَادُواْ وَلاَ يَجْرِمَنَّكُمْ شَنَآنُ قَوْمٍ أَن صَدُّوكُمْ عَنِ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ أَن تَعْتَدُواْ وَتَعَاوَنُواْ عَلَى الْبرِّ وَالتَّقْوَى وَلاَ تَعَاوَنُواْ عَلَى الإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَاتَّقُواْ اللّهَ إِنَّ اللّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ ﴿٢﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

yâ eyyuhâ ellezîne âmenû lâ tuhıllû şeâire allâhi ve lâ eş şehre el harâme ve lâ el hedye ve lâ el kalâide ve lâ âmmîne el beyte el harâme yebtegûne fadlan min rabbi-him ve rıdvânen ve izâ haleltum fastâdû (fe istâdû) ve lâ yecrîmenne-kum şeneânu kavmin en saddû-kum an(i) el mescidi el harâmi en ta'tedû ve teâvenû alâ el birri ve et takvâ ve lâ teâvenû alâ el ismi ve el udvâni ve ittekû allâhe inne allâhe şedîdu el ıkâbi
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
yâ eyyuhâ ey!
ellezîne âmenû yaşarken Allah'a ulaşmayı, teslim olmayı dileyenler
lâ tuhıllû size helâl kılınmadı, helal saymayın, saygısızlık yapmayın
şeâire allâhi Allah'ın şeriatları, şartları, hükümleri
ve lâ ve değil, olmaz, olmamak, yapmamak
eş şehre el harâme haram ay,hürmet edilen,yasak edilen ay
ve lâ ve değil, olmaz, olmamak, yapmamak
el hedye kurbanlık hayvanlar
ve lâ ve değil, olmaz, olmamak, yapmamak
el kalâide boyunları bağlı kurbanlık develer
ve lâ ve değil, olmaz, olmamak, yapmamak
âmmîne eminliğine, güvenliğine, güvenirliğine
el beyte el harâme hürmet edilen ev, yasakların uygulandığı ev (Beyt el Harâm, Kâbe)
yebtegûne isterler
fadlan fazıl
min rabbi-him Rabb'lerinden
ve rıdvânen ve rıza
ve izâ ve o zaman, ...olduğu zaman
haleltum ihramdan çıktınız
fastâdû (fe istâdû) artık avlanın
ve lâ yecrîmenne-kum ve sakın size curum yaptırmasın, sakın sizi suça sevk etmesin
şeneânu kin
kavmin bir kavim, topluluk
en saddû-kum sizi alıkoymaları
an(i) el mescidi el harâmi Mescidi Haram'dan
en ta'tedû zulmetmenize, haddi aşmanıza, hakka tecavüz etmenize
ve teâvenû ve yardımlaşın
alâ el birri birr üzerine, iyilik üzerine
ve et takvâ ve takva
ve lâ teâvenû ve yardımlaşmayın
alâ el ismi günah üzerine
ve el udvâni ve düşmanlık
ve ittekû allâhe ve Allah'a (c.c.) karşı takvâ sahibi olun
inne allâhe muhakkak ki Allah (c.c.)
şedîdu el ıkâbi azabı şiddetli

Ey âmenû olanlar (Allah’a ulaşıp teslim olmayı dileyenler)! Allah’ın (koyduğu) şeriat hükümlerine, Haram ay’a, (hediye olarak Kâbe’ye gönderilen) kurbanlıklara, gerdanlıklı (boyunları bağlı) kurbanlık develere, Rabb’lerinden bir fazl ve (O’nun) rızasını isteyerek, Beyt-el Haram’a gelenlerin güvenliğine saygısızlık etmeyin. Ve ihramdan çıktığınız zaman avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-il Haram’dan alıkoymalarından (çevirmelerinden) dolayı bir kavme beslediğiniz kin, sakın sizi haddi aşmaya sevk etmesin. Birr ve takva üzerine yardımlaşın. Günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. Allah’a karşı takvâ sahibi olun. Muhakkak ki Allah ikâbı (azâbı) şiddetli olandır.

MÂİDE SURESİ 2. Ayeti Ali Ünal Meali

Ey iman edenler! Allah’ın, (O’nun tarafından muhterem ve mukaddes ilan edilen Cuma ve Bayram namazları, cemaatle namaz, ezan, kurban, Hac ve menâsiki gibi İslâm’ın ve Müslümanlığın sembolleri demek olan) şiarlarına ve bu arada, (bizzat o aylarda size saldırılmamış olması dışında savaşmanın yasaklandığı) Haram Aylar’a, Hac mevsiminde kurban edilmek üzere Beytullah’a getirilen hayvanlarla, yine kurban edilmek üzere işaretlenmiş kurbanlıklara ve Rabbilerinin lûtfedeceği kazancı ve O’nun rızasını arzulayarak Beyti Haram’a yönelenlere sakın saygısızlıkta bulunmayın. İhramdan (ve haram bölgeden) çıktığınızda, dilerseniz avlanın. Mescidi Haram’ı ziyaretinizi engellediler diye bir topluluğa karşı duyduğunuz öfke, sakın sizi (Allah’ın şiarlarını tanımama ve haramı helâl etme manâsına gelecek) bir tecavüze sevkedip de günaha sokmasın. Ancak (iman, infak, namaz, sa bır, sebat gibi sizi Allah’a yaklaştıracak her türlü) hayır, iyilik ve faziletlerde, bir de Allah’a karşı gelmekten sakınıp O’nun koruması altına girme (takva) hususunda birbirinizle yardımlaşın. Buna karşılık, sizi hayırdan uzaklaştırıp karşılığında cezayı gerektirecek her türlü kötülük ve (hem Allah ile hem de insanlarla olan münasebetlerinizde) haddi aşma ve düşmanlık üzerinde birbirinizle yardımlaşmayın. Allah’a karşı saygılı olun ve O’na karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, cezalandırması çok çetin olandır.

Ali Ünal