MÂİDE SURESİ 3. Ayeti Ahmed Hulusi Meali
Medine döneminde inmiştir. 120 âyettir. Sûre, adını 112. ve 114. âyetlerde yer alan “mâide” (sofra) kelimesinden almıştır.
حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ وَالْدَّمُ وَلَحْمُ الْخِنْزِيرِ وَمَا أُهِلَّ لِغَيْرِ اللّهِ بِهِ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّطِيحَةُ وَمَا أَكَلَ السَّبُعُ إِلاَّ مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ عَلَى النُّصُبِ وَأَن تَسْتَقْسِمُواْ بِالأَزْلاَمِ ذَلِكُمْ فِسْقٌ الْيَوْمَ يَئِسَ الَّذِينَ كَفَرُواْ مِن دِينِكُمْ فَلاَ تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِ الْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِي وَرَضِيتُ لَكُمُ الإِسْلاَمَ دِينًا فَمَنِ اضْطُرَّ فِي مَخْمَصَةٍ غَيْرَ مُتَجَانِفٍ لِّإِثْمٍ فَإِنَّ اللّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ ﴿٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
hurrimet | haram kılındı |
aleykum(u) | sizin üzerinize, size |
el meytetu | ölü, kesilmeksizin ölen hayvan |
ve ed demu | ve kan |
ve lahmu el hınzîri | ve domuz eti |
ve mâ uhılle | ve boğazlanan, kesilen |
li gayri Allâhi | Allah'tan başkası için |
bi hî | onun ile, ona |
ve el munhanikatu | ve boğmak suretiyle öldürülen veya boğularak ölen hayvan |
ve el mevkûzetu | ve şiddetli bir darbeden dolayı (kesilmeksizin) ölen hayvan |
ve el mutereddiyetu | ve yüksek bir yerden düşerek ölmüş hayvan |
ve en natîhatu | ve boynuz darbesiyle ölmüş hayvan |
ve mâ | ve şey |
ekele es sebuu | yırtıcı hayvan tarafından yenen (yırtıcı hayvanın parçalayıp öldürdüğü) |
illâ mâ zekkeytum | ancak (yetişip) kesmeniz hariç |
ve mâ zubiha | ve kesilen, boğazlanan şey |
alâ en nusubi | put üzerine, putlara |
ve en testaksimû | ve kısmet, şans aramanız |
bi el ezlâmi | fal okları ile |
zâlikum | İşte bunlar |
fiskun | fısk'dır. |
el yevme | bu gün |
yeise | yeise kapılır |
ellezîne keferû | inkâr edenler, kâfirler |
min dîni-kum | sizin dininizden |
fe lâ tahşev-hum | artık onlardan korkmayın |
vahşev-ni | ve benden korkun, sakının |
el yevme | bugün |
ekmeltu lekum | size ikmal ettim, tamamladım |
dîne-kum | sizin dininiz |
ve etmemtu | ve tamamladım |
aleykum ni'metî | sizin üzerinize nimetimi |
ve radîtu lekum(u) | ve sizden razı oldum |
islâme dînen | din olarak islâm |
fe men(i) idturra | artık kim darda kalırsa |
fî mahmasatin | açlık hususunda |
gayra mutecânifin | meyledici olmadan, meyletmeden |
li ismin | günaha |
fe inne Allâhe | artık muhakkak ki Allah (c.c.) |
gafûrun | Gafûr, mağrifet eden, günahları sevaba çeviren |
rahîmun | Rahîm, rahmet eden, rahmet nuru gönderen |
Ölmüş hayvan, kan, domuz eti ve Allah’tan başkasının adına boğazlanan (kesilen), boğularak, vurularak, yüksek bir yerden yuvarlanarak veya boynuzlanarak ölen ve de yırtıcı hayvan tarafından parçalanıp yenen hayvan (ölmeden kesilmesi hariç) ve putlar adına boğazlanan hayvanlar ve fal okları ile kısmet aramanız size haram kılındı. İşte bunlar fısktır. Bugün kâfirler sizi dîninizden döndüremedikleri için yeise kapıldılar. Artık onlardan korkmayın, Ben'den korkun. Bugün sizin dîninizi kemâle erdirdim. Ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Sizin için dîn olarak İslâm’dan razı oldum. Artık kim açlık tehlikesiyle, günaha meyl etmeksizin zarurette (yemek zorunda) kalırsa, muhakkak ki Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.
MÂİDE SURESİ 3. Ayeti Ahmed Hulusi Meali
Size ölmüş hayvan eti, kan, domuz eti, Allâh'tan gayrı adına boğazlananlar haram kılınmıştır. Ayrıca boğularak, dövülerek öldürülen veya bir yerden düşerek ölen veya derisi yüzülerek öldürülen veya vahşi hayvan tarafından parçalanmış olan veya tapınaklardaki dikili taşlarda kesilmiş olan hayvanların etleri de haramdır. Fal oklarıyla (veya bu amaçlı araçlarla geleceğe dönük) kısmet aramanız da! Bütün bunlar fısktır (yoldan çıkmaktır). . . Bu gün hakikati inkâr edenler, sizin Dininizi geçersiz kılma konusunda umutsuzluğa düşmüşlerdir. . . Artık onlardan korkmayın, benden haşyet edin. . . Bu gün sizin için Dininizi ikmal ettim (Din konusundaki bilgilenmenizi), üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için Din (anlayışı) olarak İslâm'a (Allâh'a tam teslimiyete) razı oldum. . . Her kim açlık dolayısıyla çok zor durumda kalırsa, haramı helal saymaksızın bunlardan yiyebilir. Muhakkak ki Allâh Ğafûr'dur, Rahıym'dir.
Ahmed Hulusi