Medine döneminde inmiştir. 120 âyettir. Sûre, adını 112. ve 114. âyetlerde yer alan “mâide” (sofra) kelimesinden almıştır.


إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ لَوْ أَنَّ لَهُم مَّا فِي الأَرْضِ جَمِيعًا وَمِثْلَهُ مَعَهُ لِيَفْتَدُواْ بِهِ مِنْ عَذَابِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ مَا تُقُبِّلَ مِنْهُمْ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ ﴿٣٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

inne ellezîne keferû lev enne lehum mâ fî el ardı cemîan ve misle-hu mea-hu li yeftedû bi-hi min azâbi yevmi el kıyâmeti mâ tukubbile min-hum ve lehum azâbun elîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
inne muhakkak ki
ellezîne keferû kâfir olan kimseler
lev enne lehum eğer onların olsa
mâ fî el ardı cemîan yeryüzünde bulunanların hepsi
ve misle-hu mea-hu ve onunla birlikte bir misli daha
li yeftedû bi-hi onu fidye vermek, feda etmek için
min azâbi azabdan
yevmi el kıyâmeti kıyamet günü
mâ tukubbile kabul olunmaz
min-hum onlardan
ve lehum ve onlar için vardır
azâbun elîmun acı azap

Muhakkak ki o kâfir olanlar, eğer yeryüzünde olanların hepsi, ve onunla birlikte bir misli daha onların olsa, kıyamet gününün azabından kurtulmak için onları feda edecek olsalar (fidye olarak verseler), onlardan kabul edilmez. Ve onlar için “acı azap” vardır.

MÂİDE SURESİ 36. Ayeti Süleyman Ateş Meali

O inkâr edenler var ya, eğer yeryüzünde olanların hepsi ve onun bir katı daha kendilerinin olsa da, kıyâmet gününün azâbından kurtulmak için (bunları) fidye verseler, kendilerinden kabul edilmez. Onlar için acı bir azâb vardır.

Süleyman Ateş