Medine döneminde inmiştir. 120 âyettir. Sûre, adını 112. ve 114. âyetlerde yer alan “mâide” (sofra) kelimesinden almıştır.


وَالسَّارِقُ وَالسَّارِقَةُ فَاقْطَعُواْ أَيْدِيَهُمَا جَزَاء بِمَا كَسَبَا نَكَالاً مِّنَ اللّهِ وَاللّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ ﴿٣٨﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve es sâriku ve es sârikatu fe iktaû eydiye humâ cezâen bimâ kesebâ nekâlen min Allâhi ve allâhu azîzun hakîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve es sâriku ve hırsız (erkek)
ve es sârikatu ve hırsız (kadın)
fe iktaû o halde, ...olmak üzere kesin
eydiye humâ ikisinin ellerini
cezâen ceza, karşılık, bedel olarak
bimâ kesebâ kazandıklarından, yaptıklarından dolayı
nekâlen ibret verici, korkunç bir ceza olarak
min Allâhi Allâh'tan (c.c.)
ve allâhu ve Allâh (c.c.)
azîzun azîz, üstün, yüce
hakîmun hüküm ve hikmet sahibi

Ve, hırsızlık yapan erkek ve kadının yaptıklarına karşılık olmak üzere, Allah’tan bir ceza olarak ellerini kesin. Ve Allah Azîz’dir, Hakîm‘dir (hüküm ve hikmet sahibidir).

MÂİDE SURESİ 38. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali

Erkek olsun, kadın olsun, hırsızlık edenlerin, elde ettiklerine karşılık, Allah tarafından ibret verici bir ceza olarak kesin ellerini ve Allah, üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir.

Abdulbaki Gölpınarlı