MÂİDE SURESİ 44. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali
Medine döneminde inmiştir. 120 âyettir. Sûre, adını 112. ve 114. âyetlerde yer alan “mâide” (sofra) kelimesinden almıştır.
إِنَّا أَنزَلْنَا التَّوْرَاةَ فِيهَا هُدًى وَنُورٌ يَحْكُمُ بِهَا النَّبِيُّونَ الَّذِينَ أَسْلَمُواْ لِلَّذِينَ هَادُواْ وَالرَّبَّانِيُّونَ وَالأَحْبَارُ بِمَا اسْتُحْفِظُواْ مِن كِتَابِ اللّهِ وَكَانُواْ عَلَيْهِ شُهَدَاء فَلاَ تَخْشَوُاْ النَّاسَ وَاخْشَوْنِ وَلاَ تَشْتَرُواْ بِآيَاتِي ثَمَنًا قَلِيلاً وَمَن لَّمْ يَحْكُم بِمَا أَنزَلَ اللّهُ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ ﴿٤٤﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
innâ enzelnâ | muhakkak ki biz indirdik |
et tevrâte | Tevratı |
fî- hâ huden ve nûrun | içinde hidayet ve nur vardır |
yahkumu | hükmeder |
bi-hâ en nebiyyûne | Peygamber'ler (a.s.) onunla |
ellezîne eslemû | teslim olmuş olanlar |
li ellezîne | o kimseler için, onlar için, onlara |
hâdû | yahudiler |
ve er rabbâniyyûne | ve Rabbaniler, kendilerini Rabblerine adamış olanlar |
ve el ahbâru | zahidler, yahudi âlimler, hahamlar |
bi mâ istuhfizû | muhafaza etmeleri istenen şey ile |
min kitâbi allâhi | Allâh'ın (c.c.) Kitabından |
ve kânû aleyhi | ve onun üzerine oldular |
şuhedâe | şahidler |
fe lâ tahşevû | artık korkmayın |
en nâse | insanlar |
vahşevni (ve ıhşev-ni) | ve benden korkun |
ve lâ teşterû | ve satmayın |
bi âyâtî | âyetlerimi |
semenen kalîlen | az bir pahaya, değere |
ve men | ve kim |
lem yahkum | hükmetmez |
bi mâ enzele allâhu | Allâh'ın (c.c.) indirdiği ile |
fe ulâike hum(u) | o taktirde, işte onlar, onlar |
el kâfirûne | kâfirler |
Muhakkak ki Tevrat’ı Biz indirdik, onda hidayet ve nur vardır. Kendileri (Hakk’a) teslim olmuş peygamberler, yahudilere, onunla hükmeder. Rabbanîler (kendilerini Rabb’lerine adamış olanlar) ve Ahbar olanlar da (zahidler, yahudi âlimler, hahamlar) Allah’ın Kitab’ından korumakla görevli oldukları ile hüküm verirler ve onlar, onun üzerine şahitler oldular. Artık insanlardan korkmayın, Ben’den korkun ve Benim âyetlerimi az bir değere satmayın. Ve kim, Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse, o taktirde işte onlar, onlar kâfirlerdir.
MÂİDE SURESİ 44. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali
Şüphesiz ki Tevrat’ı biz indirdik. Onda bir hidâyet, bir nûr vardır. Allah’ın emrine boyun eğen peygamberler, onunla Yahudi’ler arasında hüküm verirlerdi. Âlimler ve fakîhler de, Allah’ın kitabını korumaya memur olmaları ve üzerine şâhid bulunmaları itibariyle hükmederlerdi. O halde ey Yahudiler, Tevrat’daki âhir zaman peygamberine ait vasıfları açıklamak hususunda, insanlardan korkmayın; benden korkun. Benim âyetlerimi birkaç para menfaat karşılığında değişmeyin. Kim Allah’ın indirdiği hükümlerle hüküm vermezse, işte onlar kâfirdirler.
Ali Fikri Yavuz