Medine döneminde inmiştir. 120 âyettir. Sûre, adını 112. ve 114. âyetlerde yer alan “mâide” (sofra) kelimesinden almıştır.


يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ مَن يَرْتَدَّ مِنكُمْ عَن دِينِهِ فَسَوْفَ يَأْتِي اللّهُ بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُ أَذِلَّةٍ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ أَعِزَّةٍ عَلَى الْكَافِرِينَ يُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللّهِ وَلاَ يَخَافُونَ لَوْمَةَ لآئِمٍ ذَلِكَ فَضْلُ اللّهِ يُؤْتِيهِ مَن يَشَاء وَاللّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ ﴿٥٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

yâ eyyuhâ ellezîne âmenû men yertedde min-kum an dîni-hi fe sevfe ye'tî allâhu bi kavmin yuhıbbu-hum ve yuhıbbûne-hu ezilletin alâ el mu'minîne eizzetin alâ el kâfirîne yucâhidûne fî sebîli allâhi ve lâ yehâfûne levmete lâimin zâlike fadlu allâhi yu'tîhi men yeşâu ve allâhu vâsîun alîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
yâ eyyuhâ ey!
ellezîne âmenû âmenû olanlar (Allâh'a ulaşmayı yaşarken dileyenler)
men yertedde kim geri dönerse
min-kum sizden
an dîni-hi dininden
fe sevfe ye'tî allâhu o zaman Allâh (cc.) getirecek
bi kavmin bir kavmi
yuhıbbu-hum onları sever
ve yuhıbbûne-hu ve onu severler
ezilletin daha alçak gönüllü
alâ el mu'minîne mü'minlere karşı
eizzetin daha izzetli, vakarlı, şerefli
alâ el kâfirîne kâfirlere
yucâhidûne cihad ederler
fî sebîli allâhi Allâh'ın (cc.) yolunda
ve lâ yehâfûne ve korkmazlar
levmete lâimin kınayanın kınaması
zâlike fadlu allâhi işte bu Allâh'ın (cc.) fazlı
yu'tîhi men yeşâu onu dilediğine verir
ve allâhu ve Allâh (cc.)
vâsîun ihsanı bol, fazlı ve lütfu geniş
alîmun en iyi bilen

Ey âmenû olanlar (Allâh’a ulaşmayı dileyenler)! Sizden kim dîninden dönerse, o zaman Allah onun yerine (başka) bir kavim getirecektir öyle ki, (Allah) onları sever ve onlar da O’nu (Allah’ı) severler. Mü’minlere karşı daha alçak gönüllü, kâfirlere karşı daha izzetlidirler (başları dik, vakarlı, şereflidirler). Allah’ın yolunda cihad ederler. Hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar. İşte bu, Allah’ın fazlıdır, onu dilediğine (lütfedip) verir. Allah Vâsi’dir (fazlı ve lütfu geniştir), Alîm’dir (herşeyi en iyi bilendir).

MÂİDE SURESİ 54. Ayeti Muhammed Esed Meali

Siz ey imana ermiş olanlar! Eğer imanınızı kaybederseniz, Allah, zaman içinde (sizin yerinize) Onun sevdiği ve Onu seven insanlar geçirecektir; müminlere karşı alçak gönüllü, hakikati inkar edenlere karşı onurlu; Allah yolunda üstün çaba gösteren ve kendilerini kınayabilecek kimselerin kınamasından korkmayan (insanlar): Bu, Allahın dilediğine bağışladığı lütfudur. Allah (lütfunda) sınırsızdır ve her şeyi bilendir.

Muhammed Esed