Medine döneminde inmiştir. 120 âyettir. Sûre, adını 112. ve 114. âyetlerde yer alan “mâide” (sofra) kelimesinden almıştır.


تَرَى كَثِيرًا مِّنْهُمْ يَتَوَلَّوْنَ الَّذِينَ كَفَرُواْ لَبِئْسَ مَا قَدَّمَتْ لَهُمْ أَنفُسُهُمْ أَن سَخِطَ اللّهُ عَلَيْهِمْ وَفِي الْعَذَابِ هُمْ خَالِدُونَ ﴿٨٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

terâ kesîran(kesîren) min-hum yetevellevne ellezîne keferû lebi'se mâ kaddemet lehum enfusu-hum en sehıte allâhu aleyhim ve fî el azâbi hum hâlidûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
terâ görürsün
kesîran(kesîren) min-hum onlardan bir çoğunu
yetevellevne dönerler, dostluk ederler
ellezîne keferû kâfir olanlar
lebi'se mâ ne kötü şey
kaddemet lehum onlar için, kendileri için taktim etti
enfusu-hum nefislerinin
en sehıte allâhu Allâh'ın (cc.) öfkelenmesi, gazab etmesi, kızması
aleyhim onlara
ve fî el azâbi ve azap içinde
hum onlar
hâlidûne devamlı kalacak olanlar

Onlardan bir çoğunun kâfirlere döndüğünü (dost olduğunu) görürsün. Nefislerinin, onlar için takdim ettiği ise "Allah’ın onlara öfkelenmesi" ki ne kötü şey. Ve onlar azâp içinde devamlı kalacak olanlardır.

MÂİDE SURESİ 80. Ayeti Suat Yıldırım Meali

Onlardan çoğunun kâfirleri velî edindiklerini görürsün. Bu iş -ki onu bizzat kendileri yapmış ve üzerlerine Allah’ın hışmını çekmişlerdir- ne kötü bir davranıştır! Onlar cehennem azabında devamlı kalacaklardır.

Suat Yıldırım