MÂİDE SURESİ 85. Ayeti Celal Yıldırım Meali
Medine döneminde inmiştir. 120 âyettir. Sûre, adını 112. ve 114. âyetlerde yer alan “mâide” (sofra) kelimesinden almıştır.
فَأَثَابَهُمُ اللّهُ بِمَا قَالُواْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَذَلِكَ جَزَاء الْمُحْسِنِينَ ﴿٨٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
fe esâbe-hum(u)
allâhu
bi-mâ kâlû
cennâtin
tecrî min tahti-hâ
el enhâru
hâlidîne fî-hâ
ve zâlike
cezâû
el muhsinîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe esâbe-hum(u) | böylece onlara verdi, ihsan etti |
allâhu | Allâh (c.c.) |
bi-mâ kâlû | söylediklerinden dolayı |
cennâtin | cennetler |
tecrî min tahti-hâ | onun altından akar |
el enhâru | nehirler |
hâlidîne fî-hâ | orada devamlı kalacak olanlar |
ve zâlike | ve bu, işte bu |
cezâû | karşılık, mükâfat |
el muhsinîne | muhsinler |
Böylece onlara, söylediklerinden dolayı Allah, altlarından ırmaklar akan ve içlerinde devamlı kalacakları cennetler ihsan etti. Ve işte bu, muhsinlerin mükâfatıdır.
MÂİDE SURESİ 85. Ayeti Celal Yıldırım Meali
Allah da onlara, bu sözlerine karşılık altlarından ırmaklar akıp, içinde ebedî kalacakları Cennetleri sevap (mükâfat) olarak verdi. İşte bu iyilikte bulunup ihsan üzere davrananların mükâfatıdır.
Celal Yıldırım