MÂİDE SURESİ 89. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Medine döneminde inmiştir. 120 âyettir. Sûre, adını 112. ve 114. âyetlerde yer alan “mâide” (sofra) kelimesinden almıştır.
لاَ يُؤَاخِذُكُمُ اللّهُ بِاللَّغْوِ فِي أَيْمَانِكُمْ وَلَكِن يُؤَاخِذُكُم بِمَا عَقَّدتُّمُ الأَيْمَانَ فَكَفَّارَتُهُ إِطْعَامُ عَشَرَةِ مَسَاكِينَ مِنْ أَوْسَطِ مَا تُطْعِمُونَ أَهْلِيكُمْ أَوْ كِسْوَتُهُمْ أَوْ تَحْرِيرُ رَقَبَةٍ فَمَن لَّمْ يَجِدْ فَصِيَامُ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ ذَلِكَ كَفَّارَةُ أَيْمَانِكُمْ إِذَا حَلَفْتُمْ وَاحْفَظُواْ أَيْمَانَكُمْ كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللّهُ لَكُمْ آيَاتِهِ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ ﴿٨٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
lâ yuâhizu-kum(u) | sizi ahaze etmez, sorumlu tutmaz |
allâhu | Allâh (c.c.) |
bi el lagvi | boş sözler ile |
fî eymâni-kum | yeminlerinizdeki |
ve lâkin yuâhizu-kum | ve lâkin, fakat sizi sorumlu tutar |
bi-mâ | sebebi ile, dolayısıyla |
akkadtum(u) | siz akit yaptınız |
el eymâne | yeminler |
fe keffâratu-hu | artık onun kefareti |
it'âmu | yedirme, doyurma |
aşerati mesâkîne | on yoksul |
min evsatı | vasat olarak, ortalama |
mâ tut'ımûne | yedirdiğiniz şeyler, yedirdikleriniz |
ehlî-kum | sizin ehliniz, ev halkınız |
ev kisvetu-hum | veya onları giydirme (onların giysileri) |
ev tahrîru rakabetin | veya, ya da bir köle azâdı |
fe men | artık kim |
lem yecid | bulamadı |
fe sıyâmu | o halde, o taktirde oruç tutsun |
selâseti eyyâmin | üç gün |
zâlike keffâratu | işte bu kefarettir (yemini bozmaya karşılıktır) |
eymâni-kum | sizin yeminleriniz |
izâ haleftum | yemin edip hilâfına (aksine) hareket ettiğiniz, yemininizi bozduğunuz zaman |
ve ıhfezû | ve muhafaza edin, koruyun |
eymâne-kum | yeminlerinizi |
kezâlike | işte böyle, böylece, bunun gibi |
yubeyyinu allâhu | Allâh (c.c.) açıklıyor |
lekum | size |
âyâti-hi | âyetlerini |
lealle-kum | umulur ki, böylece siz |
teşkurûne | şükredersiniz |
Allah sizi, yeminlerinizdeki boş sözlerden dolayı sorumlu tutmaz. Fakat, akid yaptığınız yeminlerden dolayı sorumlu tutar. Artık onun kefâreti (cezası), ev halkınıza yedirdiklerinizin ortalamasından on yoksulu yedirmeniz veya onları giydirmeniz ya da bir köle azad etmenizdir. Fakat kim bunları bulamazsa, o taktirde üç gün oruç tutsun. İşte bu, yeminlerinizi bozduğunuz zaman onların (yeminlerinizin) kefâretidir. Ve yeminlerinizi koruyun (onları bozmaktan sakının). Allah, âyetlerini size işte böyle açıklıyor, umulur ki böylece siz şükredersiniz.
MÂİDE SURESİ 89. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Allah, düşünmeden ağzınızdan kaçırıverdiğiniz yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutmaz, ama bilerek ve isteyerek yaptığınız yeminlerden sorumlu tutacaktır. Böylece, yeminlerinizi bozma karşılığında, on yoksulu kendi ailenize yedirdiğinizin hemen hemen aynısı ile sabah akşam bir kere doyurmanız veya onları giydirmeniz veya bir insanı özgürlüğüne kavuşturmanız gerekir. Bunların hiç birisine güç bulamayan ise, onun yerine üç gün oruç tutacaktır. Her ne zaman yemin eder ve onu bozarsanız, yeminlerinizin keffareti işte bu olacaktır. Öyleyse, yeminlerinizi koruyun, herşeye yemin edip durmayın yani yeminlerinizi iyice düşünmeden ve sıkça yapmayın. Allah size mesajlarını böylece açıklıyor ki, bu mesajlara göre yaşayıp, O'na şükredesiniz.
Abdullah Parlıyan