Medine döneminde inmiştir. 120 âyettir. Sûre, adını 112. ve 114. âyetlerde yer alan “mâide” (sofra) kelimesinden almıştır.


وَعَدَ اللّهُ الَّذِينَ آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ لَهُم مَّغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ عَظِيمٌ ﴿٩﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

vaade allahu ellezîne âmenû ve amilû es sâlihâti lehum magfiratun ve ecrun azîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
vaade allahu Allâh (cc). vaad etti
ellezîne âmenû âmenû olanlar, yaşarken Allâh'a ulaşmayı, teslim olmayı dileyenler
ve amilû es sâlihâti ve ıslah edici amel yapanlar, nefs tezkiyesi yapanlar
lehum magfiratun onlar için bir mağfiret vardır. (günahları sevaba çevrilir)
ve ecrun azîmun ve en büyük ecir, karşılık, mükâfat

Allah, âmenû olup, ıslah edici ameller (nefs tezkiyesi ve tasfiyesi) yapanlara vaad etti, onlar için mağfiret ve “Ecrun Âzim (en büyük mükâfat)” vardır.

MÂİDE SURESİ 9. Ayeti Ahmet Tekin Meali

Allah, iman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenlere, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanlara, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlara, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenlere, af, koruma kalkanı ve büyük mükâfatlar va’detmiştir.

Ahmet Tekin