MÂİDE SURESİ 93. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Medine döneminde inmiştir. 120 âyettir. Sûre, adını 112. ve 114. âyetlerde yer alan “mâide” (sofra) kelimesinden almıştır.
لَيْسَ عَلَى الَّذِينَ آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ جُنَاحٌ فِيمَا طَعِمُواْ إِذَا مَا اتَّقَواْ وَّآمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ ثُمَّ اتَّقَواْ وَّآمَنُواْ ثُمَّ اتَّقَواْ وَّأَحْسَنُواْ وَاللّهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ ﴿٩٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
leyse | yoktur, değil |
alâ ellezîne âmenû | Allâh'a ulaşmayı, teslim olmayı dileyenlerin üzerine |
ve amilû es sâlihâti | ve sâlih amel (nefsi ıslâh edici amel) yaptılar |
cunâhun | bir günah |
fî-mâ | şeyler hakkında |
taimû | yemeleri |
izâ mâ ittekav | takvâ (1.takva) sahibi olmadıkları zaman |
ve âmenû | ve âmenû olun! yaşarken Allâh'a teslim olmayı, ulaşmayı dileyin |
ve amilû es sâlihâti | ve sâlih ameller (nefsi tezkiye edici ameller) yapın! |
summe ittekav | sonra takvâ sahibi olun (Ruhunuzu Allâh'a teslim ederek 3. takvâya ulaşın!) |
ve âmenû | ve âmenû olun! |
summe ittekav | sonra takvâ sahibi olun (Vechinizi Allâh'a teslim ederek 4. takvâya ulaşın!) |
ve ahsenû | ve ahsen olun! |
ve allâhu yuhibbu | ve Allâh (c.c.) sever |
el muhsinîne | muhsinleri (ahsen olmuş olanları, fizik bedenlerini Allah'a teslim ederek 4. takvâya ulaşanları) |
Âmenû olanlar ve salih amel yapanlar (ıslâh edici amel, nefs tezkiyesi yapanlar) üzerine, takva (1. takva) sahibi olmadıkları zaman yediklerinden dolayı bir günah yoktur. Âmenû olun ve amilûssâlihat yapın! Sonra da takva sahibi olun (3. takvaya ulaşın)! Âmenû olun sonra da takva sahibi olun (4. takvaya ulaşın) ve ahsen olun! Allah muhsinleri (ahsen olanları, 4. takvaya ulaşanları) sever.
MÂİDE SURESİ 93. Ayeti Suat Yıldırım Meali
İman edip iyi ve yararlı işler yapanlara, bundan böyle Allah’a karşı gelmekten sakındıkları ve imanlarında sebat ile iyi ve yararlı işlerine devam ettikleri, sonra takvâları ve imanları tam sağlamlaşıp kökleştiği, daha sonra da bu takvâ ile beraber, başkalarına iyilik eden ve her yaptığını güzel yapan ihsan mertebesine erdikleri takdirde, daha önce yiyip içtiklerinden dolayı kendilerine bir vebal yoktur. Allah da böyle güzel davrananları sever.
Suat Yıldırım