Mekke döneminde inmiştir. 44 âyettir. Sûre, adını üçüncü âyetteki “el-Me’âric” kelimesinden almıştır. Me’âric, yükselme yolları demektir.


يُبَصَّرُونَهُمْ يَوَدُّ الْمُجْرِمُ لَوْ يَفْتَدِي مِنْ عَذَابِ يَوْمِئِذٍ بِبَنِيهِ ﴿١١﴾


MEÂRİC SURESİ 11. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

yubassarûne-hum yeveddu el mucrimu lev yeftedî min azâbi yevmi izin bi benî-hi
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
yubassarûne-hum birbirlerine gösterilirler
yeveddu temenni eder, olmasını ister
el mucrimu günahkâr
lev keşke, olsa, olabilse
yeftedî fidye olarak verir
min azâbi azaptan
yevmi izin izin günü
bi benî-hi oğullarını

Onlar birbirlerine gösterilirler, günahkâr olan izin günü, azaptan kurtulmak için, oğullarını fidye olarak verebilmeyi temenni eder.

MEÂRİC SURESİ 11. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

(11-14) Birbirlerine gösterilirler. Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından kurtulmak için oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde bulunanların hepsini fidye olarak versin de, kendisini kurtarsın.

Diyanet İşleri

Birbirlerini görüp tanırlar da ve suçlu, o günün azâbına karşılık oğlunu da vermek ister.

Abdulbaki Gölpınarlı

Birbirlerine gösterilirler (fakat herkes kendi derdindedir). Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından (kurtuluş için), oğullarını,

Adem Uğur

Birbirlerine gösterilirken insanlar. . . Suçlular, o sürecin azabından kendini kurtarmak için oğullarını fidye olarak (ateşe) vermeyi düşünür. . .

Ahmed Hulusi

Onlar, o gün, birbirlerinin gözleri önünde olacaklar. İslâm’a planlı cephe alan, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen, güç ve iktidar sahibi âsiler, suçlular, o günün azâbından kurtulmak için fidye vermek isteyecek. Oğullarını vermek isteyecek.

Ahmet Tekin

Onlar birbirlerine gösterilirler. Suçlu kişi o günün azabına karşılık oğullarını fidye vermek ister.

Ahmet Varol

Onlar birbirlerine gösterilirler. Bir suçlu günahkar, o günün azabına karşılık olmak üzere, oğullarını fidye olarak vermek ister;

Ali Bulaç

(O kıyamet gününde akraba ve hısımlar) birbirlerine gösterilirler; (fakat herkes kendi derdi ile meşgul olduğundan birbirlerini tanıyamazlar). Mücrim (müşrik), o günün azabından kurtulmak için ister ki, fidye (bedel) verse oğullarını,

Ali Fikri Yavuz

(11-14) Onlar birbirlerine yalniz gosterilirler. Suclu kimse o gunun azabindan kurtulmak icin ogullarini, ailesini, kardesini, kendisini barindirmis olan sulalesini ve yeryuzunde bulunan herkesi feda etmek ve boylece kendisini kurtarmak ister.

Bekir Sadak

(11-12-13-14) Birbirlerine gösterilirler (ama) suçlu günahkârlar o günün azabına karşılık oğullarını, eşini, kardeşini, kendisini barındıran kabile ve obasını ve yeryüzündeki her şeyi fidye verip kendini kurtarmak ister.

Celal Yıldırım

(11-14) Onlar birbirlerine yalnız gösterilirler. Suçlu kimse o günün azabından kurtulmak için oğullarını, ailesini, kardeşini, kendisini barındırmış olan sülalesini ve yeryüzünde bulunan herkesi feda etmek ve böylece kendisini kurtarmak ister.

Diyanet İşleri (eski)

(11-14) Birbirlerine gösterilirler (fakat herkes kendi derdindedir). Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından (kurtuluş için), oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde kim varsa hepsini fidye olarak versin de, tek kendini kurtarsın.

Diyanet Vakfi

Birbirlerine gösterilirler. Suçlu, o günün azabından kurtulmak için fidye vermek ister: Oğullarını,

Edip Yüksel

Birbirlerine gösterilirlerken, mücrim ister ki fidye verse o günün azâbından oğullarını

Elmalılı Hamdi Yazır

Birbirlerine gösterilirlerken, suçlu o günün azabından kurtulmak için fidye vermek ister; oğullarını,

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Birbirlerine gösterilirler. Suçlu o günün azabından kurtulmak için fidye vermek ister; oğullarını,

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

birbirlerine gösterirler. Suçlu ister ki o günün azabından kurtulmak için fidye versin: oğullarını,

Seyyid Kutub

Onlar birbirlerine gösterilirler. Bir suçlu günahkar, o günün azabına karşılık olmak üzere, oğullarını fidye olarak vermek ister;

Gültekin Onan

Onlar birbirine (sâdece) gösterilirler. Günahkâr o günün azabından (kurtulmak için şunları) feda etmeği arzu eder: Oğullarını,

Hasan Basri Çantay

Onlar birbirlerine gösterilirler (fakat konuşamazlar). Günahkâr (kâfir) olan kimsearzu eder ki, o günün azâbından (kurtulmak için) oğullarını fedâ etsin!

Hayrat Neşriyat

Yalnız birbirine gösterilirler. Suçlu kişi; o günün azabından kurtulmak için oğullarını feda etmek ister.

İbni Kesir

ama onların birbirlerinin gözü önünde olacaklar(ı gün): (çünkü,) her suçlu, o Gün çocuklarını feda ederek kendisini kurtarmak ister,

Muhammed Esed

(11-12) Onlar birbirlerine gösterilirler. Günahkar olan temenni eder ki, o günün azabından dolayı oğullarını feda etsin. Ve refikasını ve kardeşini feda etsin.

Ömer Nasuhi Bilmen

Yalnız birbirine gösterilirler. Suçlu kişi o günün azabından kurtulmak için oğullarını fedâ etmek ister.

Ömer Öngüt

Onlar birbirlerine gösterilirler. Suçlular o günün azabından kurtulmak için oğullarını fidye olarak vermek ister.

Şaban Piriş

(10-14) Birbirlerine gösterildikleri halde hiçbir candan dost, dostunun hâlini sormaz. Her mücrim o günkü azaptan kurtulmak için fidye olarak oğullarını, eşini, kardeşini, kendisine sahip çıkan sülalesini, hatta dünyada olanların tamamını verip de kurtulmak ister.

Suat Yıldırım

Birbirlerine gösterilirler (fakat herkes kendi derdine düştüğünden, başkasıyle ilgilenemez). Suçlu ister ki o günün azâbından (kurtulmak için) fidye versin: Oğullarını,

Süleyman Ateş

Onlar birbirlerine gösterirler. Bir suçlu günahkar, o günün azabını karşılık olmak üzere, oğullarını fidye olarak vermek ister;

Tefhim-ul Kuran

Oysa onlar birbirlerine de gösterilirler. Fakat mücrim o günün azabından kurtulmak için oğullarını bile feda etmek ister.

Ümit Şimşek

Birbirlerine gösterilirler. Suçlu, o günün azabından kurtulmak için oğullarını fidye vermeyi bile ister.

Yaşar Nuri Öztürk

Birbirlerine gösterilirler fakat herkes kendi derdine düştüğü için başkasıyla ilgilenemez. O gün suçlular azaptan kurtulmak için fidye vermek ister. Oğullarını,

Abdullah Parlıyan

(11-14) Onlar birbirlerine gösterilecekler. Günahkâr, o günün azabından kurtulmak için çocuklarını fidye vermeyi temenni edecek. Eşini ve kardeşini, mensubu olduğu aşiretini, yeryüzündeki herkesi verip sonunda kendini kurtarmak ister.

Bayraktar Bayraklı

(11-14) Onlar birbirlerine gösterilecekler (fakat birbirlerinden yararlanamayacaklar). Suçlu, o günün azabından kurtulmak için oğullarını, eşini ve kardeşini, kendisini himaye etmiş olan bütün akrabalarını ve yeryüzündeki insanların tümünü fidye verip kendisini kurtarmak isteyecek.

Cemal Külünkoğlu

Onlar birbirlerine gösterilirler (ama kimse kimseyi sormaz). Bir suçlu günahkâr, o günün azabına karşılık olmak üzere, oğullarını fidye olarak vermek ister.

Kadri Çelik

Bir arada, birbirlerinin görüş mesafesinde oldukları halde. Hayatı günah hasadıyla geçmiş her inkârcı suçlu, o günün azabı karşısında ister ki, mümkün olsa da fidye olarak verse hattâ oğullarını,

Ali Ünal

Onlar birbirlerine gösterilirler. Her suçlu o günün azabına karşılık fidye vermek ister; oğullarını,

Harun Yıldırım

Onlar birbirlerinin görüş alanında olacakları (halde böyle olacak). O gün günahı tabiat edinmiş kişi, azaptan kurtulmak için fidye vermek isteyecek öz evladını,

Mustafa İslamoğlu

Birbirlerine gösterildikleri hâlde! Suçlu, o günün azabından kurtulmak için fidye vermek ister; oğullarını,

Sadık Türkmen

Azap onlara gösterildiğinde günaha batmış olanlar, o gün azaptan kurtulmak için, isterler ki oğullarını feda etsinler.

İlyas Yorulmaz

Onlar birbirlerine gösterilirler, günahkâr olan izin günü, azaptan kurtulmak için, oğullarını fidye olarak verebilmeyi temenni eder.

İmam İskender Ali Mihr