MERYEM SURESİ 58. Ayeti Ömer Öngüt Meali
Mekke döneminde inmiştir. 98 âyettir. Bazı tefsir bilginlerine göre 58 ve 71. âyetler Medine döneminde inmiştir. Sûre, Meryem’in, oğlu İsa’yı nasıl dünyaya getirdiğini anlattığı için bu adla anılmıştır.
أُوْلَئِكَ الَّذِينَ أَنْعَمَ اللَّهُ عَلَيْهِم مِّنَ النَّبِيِّينَ مِن ذُرِّيَّةِ آدَمَ وَمِمَّنْ حَمَلْنَا مَعَ نُوحٍ وَمِن ذُرِّيَّةِ إِبْرَاهِيمَ وَإِسْرَائِيلَ وَمِمَّنْ هَدَيْنَا وَاجْتَبَيْنَا إِذَا تُتْلَى عَلَيْهِمْ آيَاتُ الرَّحْمَن خَرُّوا سُجَّدًا وَبُكِيًّا* ﴿٥٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ulâike | İşte onlar |
ellezîne | onlar ki |
en'ame allâhu | Allah ni'metlendirdi |
aleyhim | onları, onlara |
min en nebiyyîne | nebîlerden, peygamberlerden |
min zurriyyeti | zürriyyetinden, neslinden |
âdeme | Âdem |
ve mimmen (min men) | ve kimselerden, kişilerden |
hamelnâ | taşıdık |
mea | beraber |
nûhin | Nuh |
ve min zurriyyeti | ve zürriyyetinden, neslinden |
ibrâhîme | İbrâhîm |
ve isrâîle | ve İsrail |
ve mimmen (min men) | ve kimselerden, kişilerden |
hedeynâ | hidayete erdirdik |
vectebeynâ | ve seçtik |
izâ tutlâ | okunduğu zaman |
aleyhim | onlara |
âyâtu er rahmâni | Rahmân'ın âyetleri |
harrû | yere kapandılar |
succeden | secde ederek |
ve bukiyyen | ve ağlayarak |
İşte onlar, Allah’ın kendilerine ni’met verdiği nebîlerdendir. Âdem (A.S)’ın zürriyyetinden (neslinden) ve Nuh (A.S)’la beraber taşıdıklarımızdan ve İbrâhîm (A.S) ve İsrail (A.S)’ın zürriyyetinden ve Bizim hidayete erdirdiklerimizden ve seçtiklerimizdendir. Onlara, Rahmân’ın âyetleri okunduğu zaman ağlayarak ve secde ederek yere kapanırlardı.
MERYEM SURESİ 58. Ayeti Ömer Öngüt Meali
İşte bunlar Allah'ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden, Âdem'in zürriyyetinden ve Nuh'la beraber gemide taşıdıklarımızın neslinden, İbrahim ve İsrâil'in (Yakub'un) soyundan, hidâyete erdirip seçkin kıldığımız kimselerdir. Rahman'ın âyetleri onlara okunduğu zaman, ağlayarak secdeye kapanırlardı.
Ömer Öngüt