MERYEM SURESİ 75. Ayeti Ahmet Varol Meali
Mekke döneminde inmiştir. 98 âyettir. Bazı tefsir bilginlerine göre 58 ve 71. âyetler Medine döneminde inmiştir. Sûre, Meryem’in, oğlu İsa’yı nasıl dünyaya getirdiğini anlattığı için bu adla anılmıştır.
قُلْ مَن كَانَ فِي الضَّلَالَةِ فَلْيَمْدُدْ لَهُ الرَّحْمَنُ مَدًّا حَتَّى إِذَا رَأَوْا مَا يُوعَدُونَ إِمَّا الْعَذَابَ وَإِمَّا السَّاعَةَ فَسَيَعْلَمُونَ مَنْ هُوَ شَرٌّ مَّكَانًا وَأَضْعَفُ جُندًا ﴿٧٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
kul
men
kâne
fî ed dalâleti
fe li yemdud
lehu
er rahmânu
medden
hattâ
izâ raev
mâ yûadûne
immâ el azâbe
ve immâ es sâate
fe
se ya'lemûne
men
huve
şerrun
mekânen
ve ad'afu
cunden
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
kul | de, söyle |
men | kim |
kâne | oldu |
fî ed dalâleti | dalâlette |
fe li yemdud | böylece mühlet verir, (zamanı) uzatır |
lehu | ona |
er rahmânu | Rahmân |
medden | (zamanı) uzatarak |
hattâ | oluncaya kadar, hatta |
izâ raev | gördükleri zaman |
mâ yûadûne | vaadedilen şeyi, vaadolundukları şey |
immâ el azâbe | ya azabı |
ve immâ es sâate | veya (kıyâmet) saati |
fe | böylece |
se ya'lemûne | yakında bilecekler |
men | kim |
huve | o |
şerrun | (daha) şerli |
mekânen | mekân olarak |
ve ad'afu | ve daha zayıf |
cunden | ordu, yardımcılar |
De ki: “Kim dalâlette ise o zaman onlar ya vaadolundukları azabı veya o saati (kıyâmeti) görene kadar Rahmân, ona zamanı uzatarak mühlet verir.” Böylece kimin mekân bakımından daha şerli ve yardım bakımından daha zayıf olduğunu yakında bilecekler.
MERYEM SURESİ 75. Ayeti Ahmet Varol Meali
De ki: 'Sapıklıkta olana Rahman ne kadar mühlet verirse versin; sonuçta kendilerine vaadedileni, ya azabı veya kıyameti gördüklerinde kimin yerinin daha kötü ve askerinin daha zayıf olduğunu bileceklerdir.'
Ahmet Varol