MUCÂDELE SURESİ 4. Ayeti Ahmed Hulusi Meali
Medine döneminde inmiştir. 22 âyettir. Sûre, adını ilk âyette sözü edilen olaydan almıştır. “Mücâdele”, münakaşa etmek, tartışmak demektir.
فَمَن لَّمْ يَجِدْ فَصِيَامُ شَهْرَيْنِ مُتَتَابِعَيْنِ مِن قَبْلِ أَن يَتَمَاسَّا فَمَن لَّمْ يَسْتَطِعْ فَإِطْعَامُ سِتِّينَ مِسْكِينًا ذَلِكَ لِتُؤْمِنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ وَتِلْكَ حُدُودُ اللَّهِ وَلِلْكَافِرِينَ عَذَابٌ أَلِيمٌ ﴿٤﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe | artık, fakat |
men | kim |
lem yecid | bulamaz |
fe sıyâmu | o zaman, o taktirde oruç tutsun |
şehreyni | 2 ay |
mutetâbiayni | ardarda, devamlı |
min kabli | öncesinden, daha önce |
en yetemâssâ | temas etmek, temas etmesi |
fe | artık, fakat |
men | kim |
lem yestetı' | gücü yetmez, yapamaz |
fe | o halde, o zaman |
it'âmu | doyursun |
sittîne | altmış |
miskînen | miskin, yoksul, fakir (çalışmaktan aciz, yaşlı kimse) |
zâlike | işte bu |
li | için |
tu'minû | îmân ediyorsunuz |
bi allâhi | Allah'a |
ve resûli-hi | ve onun resûlüne |
ve tilke | ve işte bu |
hudûdu | hudut(lar), sınır(lar) |
allâhi | Allah |
ve li el kâfirîne | ve kâfirler için vardır |
azâbun | azap |
elîmun | elîm, acıklı |
Artık kim (azad edecek köle veya cariye) bulamazsa, o taktirde (eşlerine) temas etmeden önce iki ay devamlı (ardarda) oruç tutsun. Fakat kimin (oruca) gücü yetmezse, o zaman altmış miskini (çalışmaktan aciz, yaşlı kimseyi) doyursun. İşte bu, Allah’a ve O’nun Resûl’üne îmân ettiğiniz içindir. Ve bu, Allah’ın hudududur ve kâfirler için elîm azap vardır.
MUCÂDELE SURESİ 4. Ayeti Ahmed Hulusi Meali
Kim (azât edilecek bir köleye imkân) bulamazsa, o takdirde (karısı ile) ilişki kurmalarından önce birbirini izleyen iki (kamerî) ay oruç tutmalıdır! Kim (bu kefaret orucuna) muktedir olamazsa, altmış yoksulu doyurmalıdır. . . Bu (hükümler), Esmâ'sıyla hakikatiniz olan Allâh'a ve Rasûlüne imanı yaşamanız içindir; bunlar Allâh'ın koyduğu sınırlardır! Hakikat bilgisini inkâr edenler için feci bir azap vardır.
Ahmed Hulusi