MUDDESSİR SURESİ 50. Ayeti
Mekke döneminde inmiştir. 56 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Müddessir” kelimesinden almıştır.
كَأَنَّهُمْ حُمُرٌ مُّسْتَنفِرَةٌ ﴿٥٠﴾
MUDDESSİR SURESİ 50. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
keenne-hum | sanki onlar ..... gibi |
humurun | yabanî merkepler (yaban eşekleri) |
mustenfiratun | ürkmüş olan |
Sanki onlar ürkmüş yabanî merkepler gibidir.
MUDDESSİR SURESİ 50. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri
(50-51) Onlar sanki arslandan kaçan yaban eşekleridirler.
Diyanet İşleri
Sanki yabâni eşeklerdir onlar da.
Abdulbaki Gölpınarlı
Kaçan yaban eşekleri gibi,
Adem Uğur
Onlar sanki ürküp kaçan yaban eşekleri gibidirler!
Ahmed Hulusi
Ürken yaban eşeklerine benziyorlar.
Ahmet Tekin
Onlar adeta ürkmüş yaban eşekleri gibidirler.
Ahmet Varol
Sanki onlar, ürkmüş yaban eşekleri gibidirler;
Ali Bulaç
Sanki ürkmüş yaban eşekleri;
Ali Fikri Yavuz
(50-51) Arslandan urkerek kacan yabani merkeplere benzerler.
Bekir Sadak
(50-51) Aslandan kaçan ürkek yaban eşekleri gibi..
Celal Yıldırım
(50-51) Aslandan ürkerek kaçan yabani merkeplere benzerler.
Diyanet İşleri (eski)
(49-51) Böyle iken onlara ne oluyor ki, âdeta arslandan ürküp kaçan yaban eşekleri gibi (hâla) öğütten yüz çeviriyorlar?
Diyanet Vakfi
Ürkmüş zebralar gibi,
Edip Yüksel
Sanki ürkmüş yaban eşekleri
Elmalılı Hamdi Yazır
Sanki ürkmüş yaban eşekleri,
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Sanki onlar ürkmüş yaban eşekleri.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Yaban eşekleri gibidirler.
Seyyid Kutub
Sanki onlar, ürkmüş yaban eşekleri gibidirler;
Gültekin Onan
(50-51) Sanki onlar arslandan ürküb kaçan vahşî eşeklerdir!
Hasan Basri Çantay
(50-51) Sanki onlar, aslandan ürküp kaçan yaban eşekleridir!
Hayrat Neşriyat
Ürkek yaban eşekleri gibi;
İbni Kesir
adeta korkuya kapılmış merkepler gibiler,
Muhammed Esed
(50-52) Sanki onlar, arslanlardan ürkerek firar etmiş yaban eşekleridir. Yok, onlardan her biri diler ki kendisine neşredilmiş sahifeler verilmiş olsun.
Ömer Nasuhi Bilmen
Sanki onlar ürkmüş yabanî merkepler gibidirler.
Ömer Öngüt
(50-51) Sanki onlar, aslandan kaçan yaban eşekleri gibidir.
Şaban Piriş
(49-51) Ne oluyor onlara ki bu öğütten, bu irşaddan arslandan ürküp kaçan yaban eşeği gibi kaçıyorlar?
Suat Yıldırım
Yaban eşekleri gibi;
Süleyman Ateş
Sanki onlar, ürkmüş yaban eşekleri gibidirler;
Tefhim-ul Kuran
Sanki ürkmüş yaban eşekleri,
Ümit Şimşek
Sağa sola kaçışan yaban eşekleri gibidirler,
Yaşar Nuri Öztürk
Adeta korkuya kapılmış yaban eşekleri gibidirler
Abdullah Parlıyan
(49-52) Öyleyken, onlara ne oluyor ki âdeta arslandan ürküp kaçan yaban eşekleri gibi, öğütten yüz çeviriyorlar? Daha doğrusu onların her biri, kendisine açılmış sahifeler verilmesini istiyor.
Bayraktar Bayraklı
(49-51) Böyle iken onlara ne oluyor da, aslandan korkup kaçan ürkmüş yaban eşekleri gibi (Kur'an'daki) öğütten yüz çevirip kaçıyorlar?
Cemal Külünkoğlu
Sanki onlar, ürkmüş yaban eşekleri gibidirler.
Kadri Çelik
Yaban eşekleri gibi, ürkütülmüş,
Ali Ünal
Ürkmüş yaban eşekleri gibi,
Harun Yıldırım
Onlar ürkek yaban eşeklerine benziyorlar;
Mustafa İslamoğlu
Sanki onlar ürkmüş yaban eşekleri gibidirler,
Sadık Türkmen
Sanki onlar kaçan eşekler gibidir.
İlyas Yorulmaz
Sanki onlar ürkmüş yabanî merkepler gibidir.
İmam İskender Ali Mihr