MUHAMMED SURESİ 15. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Medine döneminde inmiştir. 38 âyettir. Sûre, adını Peygamber Efendimizin, ikinci âyette geçen adından almıştır. Sûre, ayrıca yirminci âyette geçen “el-Kıtâl” kelimesinden dolayı “Kıtâl sûresi”, diye de anılmaktadır.
مَثَلُ الْجَنَّةِ الَّتِي وُعِدَ الْمُتَّقُونَ فِيهَا أَنْهَارٌ مِّن مَّاء غَيْرِ آسِنٍ وَأَنْهَارٌ مِن لَّبَنٍ لَّمْ يَتَغَيَّرْ طَعْمُهُ وَأَنْهَارٌ مِّنْ خَمْرٍ لَّذَّةٍ لِّلشَّارِبِينَ وَأَنْهَارٌ مِّنْ عَسَلٍ مُّصَفًّى وَلَهُمْ فِيهَا مِن كُلِّ الثَّمَرَاتِ وَمَغْفِرَةٌ مِّن رَّبِّهِمْ كَمَنْ هُوَ خَالِدٌ فِي النَّارِ وَسُقُوا مَاء حَمِيمًا فَقَطَّعَ أَمْعَاءهُمْ ﴿١٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
meselu | misâli, örneği, durumu |
el cenneti | cennet |
elletî | o ki |
vuide | vaadedildi |
el muttakûne | takva sahipleri |
fî hâ | onun içinde, orada |
enhârun | nehirler |
min mâin | sudan |
gayri | olmaksızın, olmayan |
âsinin | (suyun kokusu) değişmiş, bozulmuş |
ve enhârun | ve nehirler |
min lebenin | sütten |
lem yetegayyer | kokuşmayan, bozulmayan |
ta'mu-hu | onun tadı |
ve enhârun | ve nehirler |
min hamrin | şaraptan |
lezzetin | lezzetli |
li eş şâribîne | içenler için |
ve enhârun | ve nehirler |
min aselin | baldan |
musaffen | saflaştırılmış, saf, süzülmüş |
ve lehum | ve onlar için |
fî-hâ | onun içinde, orada vardır, bulunur |
min kulli | bütün çeşitlerden, her çeşitten |
es semerâti | ürünler, meyveler |
ve magfiratun | ve mağfiret vardır |
min rabbi-him | Rab'lerinden |
ke | gibi |
men | kimse, kişi |
huve | o |
hâlidun | ebedî olan, devamlı kalacak olan |
fî en nâri | ateşin içinde, ateşte |
ve sukû | ve sulandılar, içirildiler |
mâen | su |
hamîmen | kaynar halde |
fe | o zaman, böylece, bu sebeple |
kattaa | parçalandı |
em'âe-hum | onların bağırsakları |
Takva sahiplerine vaadedilen cennetin durumu şudur ki; içinde kokusu değişmeyen sudan nehirler, tadı bozulmayan sütten nehirler, içenlere lezzet veren şaraptan nehirler ve saf (süzülmüş) baldan nehirler bulunur. Onlar için orada her çeşit meyve bulunur ve (onlar için) Rab’lerinden mağfiret vardır. (Bunların durumu), ateşte devamlı kalacak olan ve hamîm (sıcak kaynar su) içirilen, bu sebeple bağırsakları parçalanan kimsenin durumu gibi midir?
MUHAMMED SURESİ 15. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Allah’a sığınanlara, emirlerine yapışanlara, günahlardan arınıp, azaptan korunanlara, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minlere va’dedilen cennetin benzeri, içinde tadı, rengi, kokusu bozulmayan temiz su ırmaklarının, tadı değişmeyen süt ırmaklarının, içenler için lezzetine doyum olmayan üzüm suyu ırmaklarının ve süzme bal ırmaklarının bulunduğu cennet misâlidir. Orada, onlar için bütün meyvalardan meyva suyu ırmakları ve Rablerinden bağışlanma da vardır. Bunlar, ateşte ebedî kalan, kaynar su içen, bağırsaklarını paramparça eden kimseler gibi mi olur?
Ahmet Tekin