MUHAMMED SURESİ 15. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali
Medine döneminde inmiştir. 38 âyettir. Sûre, adını Peygamber Efendimizin, ikinci âyette geçen adından almıştır. Sûre, ayrıca yirminci âyette geçen “el-Kıtâl” kelimesinden dolayı “Kıtâl sûresi”, diye de anılmaktadır.
مَثَلُ الْجَنَّةِ الَّتِي وُعِدَ الْمُتَّقُونَ فِيهَا أَنْهَارٌ مِّن مَّاء غَيْرِ آسِنٍ وَأَنْهَارٌ مِن لَّبَنٍ لَّمْ يَتَغَيَّرْ طَعْمُهُ وَأَنْهَارٌ مِّنْ خَمْرٍ لَّذَّةٍ لِّلشَّارِبِينَ وَأَنْهَارٌ مِّنْ عَسَلٍ مُّصَفًّى وَلَهُمْ فِيهَا مِن كُلِّ الثَّمَرَاتِ وَمَغْفِرَةٌ مِّن رَّبِّهِمْ كَمَنْ هُوَ خَالِدٌ فِي النَّارِ وَسُقُوا مَاء حَمِيمًا فَقَطَّعَ أَمْعَاءهُمْ ﴿١٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
meselu | misâli, örneği, durumu |
el cenneti | cennet |
elletî | o ki |
vuide | vaadedildi |
el muttakûne | takva sahipleri |
fî hâ | onun içinde, orada |
enhârun | nehirler |
min mâin | sudan |
gayri | olmaksızın, olmayan |
âsinin | (suyun kokusu) değişmiş, bozulmuş |
ve enhârun | ve nehirler |
min lebenin | sütten |
lem yetegayyer | kokuşmayan, bozulmayan |
ta'mu-hu | onun tadı |
ve enhârun | ve nehirler |
min hamrin | şaraptan |
lezzetin | lezzetli |
li eş şâribîne | içenler için |
ve enhârun | ve nehirler |
min aselin | baldan |
musaffen | saflaştırılmış, saf, süzülmüş |
ve lehum | ve onlar için |
fî-hâ | onun içinde, orada vardır, bulunur |
min kulli | bütün çeşitlerden, her çeşitten |
es semerâti | ürünler, meyveler |
ve magfiratun | ve mağfiret vardır |
min rabbi-him | Rab'lerinden |
ke | gibi |
men | kimse, kişi |
huve | o |
hâlidun | ebedî olan, devamlı kalacak olan |
fî en nâri | ateşin içinde, ateşte |
ve sukû | ve sulandılar, içirildiler |
mâen | su |
hamîmen | kaynar halde |
fe | o zaman, böylece, bu sebeple |
kattaa | parçalandı |
em'âe-hum | onların bağırsakları |
Takva sahiplerine vaadedilen cennetin durumu şudur ki; içinde kokusu değişmeyen sudan nehirler, tadı bozulmayan sütten nehirler, içenlere lezzet veren şaraptan nehirler ve saf (süzülmüş) baldan nehirler bulunur. Onlar için orada her çeşit meyve bulunur ve (onlar için) Rab’lerinden mağfiret vardır. (Bunların durumu), ateşte devamlı kalacak olan ve hamîm (sıcak kaynar su) içirilen, bu sebeple bağırsakları parçalanan kimsenin durumu gibi midir?
MUHAMMED SURESİ 15. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali
Sorumluluk bilinciyle davrananlara vaad edilen, içerisinde zamanla bozulmayan sudan ırmaklar, tadı hiç değişmeyen sütten ırmaklar, içene doyumsuz bir lezzet veren tarifsiz bir meşrubatın çağladığı ırmaklar, saf süzme baldan ırmaklar akan, yine içerisinde tadacakları güzel (davranışlarının) tüm meyveleri ve Rablerinden sınırsız bir bağış bulunan cennetin örneği gibi (bir has bahçeye kavuşan kimse), ateşi mesken tutan ve yakıcı bir (umutsuzluk) içirilip de bağırsakları paramparça olan kimse gibi olur mu?
Mustafa İslamoğlu