Medine döneminde inmiştir. 38 âyettir. Sûre, adını Peygamber Efendimizin, ikinci âyette geçen adından almıştır. Sûre, ayrıca yirminci âyette geçen “el-Kıtâl” kelimesinden dolayı “Kıtâl sûresi”, diye de anılmaktadır.


وَمِنْهُم مَّن يَسْتَمِعُ إِلَيْكَ حَتَّى إِذَا خَرَجُوا مِنْ عِندِكَ قَالُوا لِلَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ مَاذَا قَالَ آنِفًا أُوْلَئِكَ الَّذِينَ طَبَعَ اللَّهُ عَلَى قُلُوبِهِمْ وَاتَّبَعُوا أَهْوَاءهُمْ ﴿١٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve min-hum men yestemiu ileyke hattâ izâ haracû min indi-ke kâlû li ellezîne ûtû el ilme mâzâ kâle ânifen ulâike ellezîne tabaa allâhu alâ kulûbi-him vettebeû (ve ittebeû) ehvâe-hum
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve min-hum ve onlardan
men kimse, kişi
yestemiu işitir, dinler
ileyke seni
hattâ hatta, ... olunca
izâ haracû çıktıkları zaman
min indi-ke senin yanından
kâlû dediler
li ellezîne onlara
ûtû verildiler
el ilme ilim
mâzâ ne
kâle dedi, söyledi
ânifen az önce, biraz önce
ulâike işte onlar
ellezîne onlar ki
tabaa allâhu Allah mühürledi
alâ kulûbi-him onların kalplerinin üzerini, kalblerini
vettebeû (ve ittebeû) ve tâbî oldular
ehvâe-hum kendi hevalarına, heveslerine

Ve seni dinleyenlerden bir kısmı, senin yanından çıktıkları zaman, kendilerine ilim verilenlere: “Biraz önce (O) ne dedi?” dediler. İşte onlar, Allah’ın, kalplerini mühürledikleri kişilerdir ve onlar hevalarına tâbî olanlardır.

MUHAMMED SURESİ 16. Ayeti Suat Yıldırım Meali

Onlardan seni dinlemeye gelen de vardır. Ama ne zaman ki senin yanından çıkarlar, o vakit sana kulak verip meseleleri öğrenenlere: "Sahi, az önce o, neler söylüyordu?" diye sorarlar. İşte Allah onların kalplerini mühürlemiş ve onlar da hevalarına uymuşlardır.

Suat Yıldırım