56 ve 57. âyetler hariç Mekke döneminde inmiştir. 85 âyettir. Sûre, adını 28. âyette geçen “mü’min” kelimesinden almıştır.. Ayrıca sûre, Allah’ın sıfatlarından biri olan ve 3. âyette geçen “ğâfir” kelimesinden dolayı “Ğâfîr sûresi” diye de anılmaktadır. “Ğâfir”, bağışlayan demektir.


ذَلِكُم بِأَنَّهُ إِذَا دُعِيَ اللَّهُ وَحْدَهُ كَفَرْتُمْ وَإِن يُشْرَكْ بِهِ تُؤْمِنُوا فَالْحُكْمُ لِلَّهِ الْعَلِيِّ الْكَبِيرِ ﴿١٢﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

zâlikum bi ennehu izâ duiye allâhu vahde-hu kefertum ve in yuşrak bihi tu'minû fe el hukmu li allâhi el aliyyi el kebîri
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
zâlikum işte bu, bu
bi ennehu onun ... olması sebebiyle
izâ duiye allâhu Allah'a davet edildiği, çağrıldığı zaman
vahde-hu onun tek oluşu
kefertum siz inkâr ettiniz
ve in ve eğer
yuşrak şirk koşulur
bihi tu'minû ona inanıyorsunuz
fe artık, böylece
el hukmu hüküm
li allâhi Allah'a aittir
el aliyyi çok yüce
el kebîri çok büyük

Bu, sizin tek olan Allah’a çağrıldığınız zaman inkâr etmeniz sebebiyledir. Ve O’na (Allah’a) şirk koşulunca inanıyordunuz. Artık hüküm, Yüce ve Büyük olan Allah’a aittir.

MU'MİN SURESİ 12. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali

Ve onlara şöyle denilecek: “Bu duruma düşmenizin sebebi şudur; Çünkü siz, tek olan Allah'a her çağrıldığınızda, inkâr ettiniz, ama O'na ortak koşulunca hemen inandınız. Artık hüküm, büyük ve yüce Allah'ındır.”

Abdullah Parlıyan