56 ve 57. âyetler hariç Mekke döneminde inmiştir. 85 âyettir. Sûre, adını 28. âyette geçen “mü’min” kelimesinden almıştır.. Ayrıca sûre, Allah’ın sıfatlarından biri olan ve 3. âyette geçen “ğâfir” kelimesinden dolayı “Ğâfîr sûresi” diye de anılmaktadır. “Ğâfir”, bağışlayan demektir.


أَوَ لَمْ يَسِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَيَنظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الَّذِينَ كَانُوا مِن قَبْلِهِمْ كَانُوا هُمْ أَشَدَّ مِنْهُمْ قُوَّةً وَآثَارًا فِي الْأَرْضِ فَأَخَذَهُمُ اللَّهُ بِذُنُوبِهِمْ وَمَا كَانَ لَهُم مِّنَ اللَّهِ مِن وَاقٍ ﴿٢١﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

e ve lem yesîrû el ardı fe yanzurû keyfe kâne âkibetu ellezîne kânû min kabli-him kânû-hum eşedde min-hum kuvveten ve âsâran el ardı fe ehaze-hum allâhu bi zunûbi-him ve mâ kâne lehum min allâhi min vâkın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
e mi?
ve lem yesîrû ve dolaşmıyorlar, dolaşmadılar
...'de, içinde
el ardı arz, yeryüzü
fe öyleyse, artık
yanzurû baksınlar
keyfe nasıl
kâne oldu
âkibetu akıbet, son
ellezîne onlar
kânû oldular
min ...'den
kabli-him onlardan önce
kânû-hum onlar ... idiler
eşedde daha şiddetli, daha kuvvetli, daha üstün
min-hum onlardan
kuvveten kuvvet bakımından
ve âsâran ve eserler
...'de, içinde
el ardı arz, yeryüzü
fe böylece, artık, fakat
ehaze-hum allâhu Allah onları aldı, yakaladı
bi zunûbi-him günahları sebebiyle
ve mâ kâne lehum ve onlar için olmadı
min ...'den
allâhi Allah
min ...'den
vâkın bir koruyucu

Onlar, yeryüzünde dolaşmadılar mı ki, onlardan öncekilerin akıbeti nasıl oldu, baksınlar. Onlar yeryüzünde kuvvet ve eserler bakımından, kendilerinden daha üstündüler. Fakat Allah, onları günahları sebebiyle aldı (öldürdü). Ve onlar için (onları), Allah’a karşı koruyacak hiç kimse olmadı.

MU'MİN SURESİ 21. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali

Yeryüzünü gezip dolaşmazlar mı ki onlardan önce gelip geçenlerin ne olmuş sonları, bir bakıp görsünler? Onlar, kuvvet bakımından da üstündü bunlardan, yeryüzünde yaptıkları şeyler bakımından da; derken kâfir oldular da Allah, onları helâk ediverdi ve onları, Allah'a karşı koruyacak hiçbir kimse çıkmadı.

Abdulbaki Gölpınarlı