56 ve 57. âyetler hariç Mekke döneminde inmiştir. 85 âyettir. Sûre, adını 28. âyette geçen “mü’min” kelimesinden almıştır.. Ayrıca sûre, Allah’ın sıfatlarından biri olan ve 3. âyette geçen “ğâfir” kelimesinden dolayı “Ğâfîr sûresi” diye de anılmaktadır. “Ğâfir”, bağışlayan demektir.


وَقَالَ رَجُلٌ مُّؤْمِنٌ مِّنْ آلِ فِرْعَوْنَ يَكْتُمُ إِيمَانَهُ أَتَقْتُلُونَ رَجُلًا أَن يَقُولَ رَبِّيَ اللَّهُ وَقَدْ جَاءكُم بِالْبَيِّنَاتِ مِن رَّبِّكُمْ وَإِن يَكُ كَاذِبًا فَعَلَيْهِ كَذِبُهُ وَإِن يَكُ صَادِقًا يُصِبْكُم بَعْضُ الَّذِي يَعِدُكُمْ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي مَنْ هُوَ مُسْرِفٌ كَذَّابٌ ﴿٢٨﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve kâle raculun mu'minun min âli fir'avne yektumu îmâne-hu e taktulûne raculen en yekûle rabbî allâhu ve kad câe-kum bi el beyyinâti min rabbi-kum ve in yeku kâziben fe aleyhi kezibu-hu ve in yeku sâdikan yusib-kum ba'du ellezî yeidu-kum inne allâhe lâ yehdî men huve musrifun kezzâbun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve kâle ve dedi
raculun bir adam
mu'minun mü'min, âmenû olan
min ...'den
âli fir'avne firavunun ailesi
yektumu gizliyor, gizler
îmâne-hu onun îmânı
e mi?
taktulûne öldürüyorsunuz
raculen bir adam
en yekûle demesi
rabbî allâhu Rabbim Allah
ve ve
kad olmuştu
câe-kum size geldi
bi ile
el beyyinâti beyyineler, belgeler
min ...'den
rabbi-kum sizin Rabbiniz
ve in yeku ve eğer, olursa, ise
kâziben yalancı
fe böylece, artık, ... ise
aleyhi ona, onun üzerine, kendi aleyhine
kezibu-hu onun yalanı
ve in yeku ve eğer, olursa, ise
sâdikan sadık, doğru söyleyen
yusib-kum size isabet eder, edecektir
ba'du bazı, bir kısmı
ellezî ki o
yeidu-kum size vaadeder
inne allâhe muhakkak ki Allah
lâ yehdî hidayete erdirmez
men kimse
huve o
musrifun müsrif olan, haddi aşan, ölçüyü taşıran
kezzâbun çok yalan söyleyen

Ve firavun ailesinden îmânını gizleyen mü’min bir adam şöyle dedi: "Bir adamı, ‘Rabbim Allah’tır.’ demesinden dolayı mı öldüreceksiniz? Ve o, Rabbinizden size beyyineler (belgeler, deliller) ile geldi. Eğer yalancı ise yalanı kendi aleyhinedir. Ve eğer sadık (doğru söyleyen) ise vaadettiklerinin bir kısmı size isabet edecektir. Muhakkak ki Allah, çok yalan söyleyen, haddı aşan kişiyi hidayete erdirmez."

MU'MİN SURESİ 28. Ayeti Ali Ünal Meali

Firavun hanedanına mensup olup, (onun en yakınları arasında yer alan,) fakat o ana kadar imanını gizlemiş bulunan yiğit bir mü’min, (en kritik noktada ortaya atıldı ve) “Ne o, bir insanı, hem de size Rabbinizden apaçık deliller getirmiş bulunduğu halde, sadece ‘Rabbim Allah’tır’ dediği için öldürecek misiniz?” dedi (ve şöyle devam etti): “Eğer o bir yalancı ise, yalanı zaten kendi aleyhinedir. Ama eğer doğruyu konuşan biri ise, en azından O’nun sizi kendileriyle tehdit ettiği şeylerin bir kısmı başınıza gelecek demektir. Şurası bir gerçek ki Allah, haddi aşan, duygu, meleke ve kabiliyetlerini boşa sarfeden ve yalan söyleyip duran kim olursa olsun hidayet etmez, emeline ulaştırmaz.

Ali Ünal