MU'MİN SURESİ 34. Ayeti Bekir Sadak Meali
56 ve 57. âyetler hariç Mekke döneminde inmiştir. 85 âyettir. Sûre, adını 28. âyette geçen “mü’min” kelimesinden almıştır.. Ayrıca sûre, Allah’ın sıfatlarından biri olan ve 3. âyette geçen “ğâfir” kelimesinden dolayı “Ğâfîr sûresi” diye de anılmaktadır. “Ğâfir”, bağışlayan demektir.
وَلَقَدْ جَاءكُمْ يُوسُفُ مِن قَبْلُ بِالْبَيِّنَاتِ فَمَا زِلْتُمْ فِي شَكٍّ مِّمَّا جَاءكُم بِهِ حَتَّى إِذَا هَلَكَ قُلْتُمْ لَن يَبْعَثَ اللَّهُ مِن بَعْدِهِ رَسُولًا كَذَلِكَ يُضِلُّ اللَّهُ مَنْ هُوَ مُسْرِفٌ مُّرْتَابٌ ﴿٣٤﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve lekad | ve andolsun |
câe-kum | size geldi |
yûsufu | Yusuf |
min | ...'den |
kablu | önce |
bi el beyyinâti | beyyinelerle, belgelerle, delillerle |
fe | böylece, artık, fakat |
mâ ziltum | zail olmadı, devam etti |
fî | içinde |
şekkin | şüphe |
mim-mâ (min mâ) | şeyden |
câe-kum bi-hi | onu size getirdi |
hattâ | sonunda, hatta, olunca |
izâ heleke | helâk olduğu zaman, öldüğü zaman |
kultum | siz dediniz |
len yeb'ase allâhu | Allah asla beas etmez, göndermez |
min | ...'den |
ba'di-hi | ondan sonra |
resûlen | bir resûl |
kezâlike | işte böyle |
yudıllu | dalâlette bırakır, saptırır |
allâhu | Allah |
men | kimse, kişi |
huve | o |
musrifun | israf eden, haddi aşan |
murtâbun | şüphe eden, şüpheci |
Ve andolsun ki daha önce Yusuf (A.S) size beyyineler (deliller) ile geldi. Fakat size getirdiği şeyden şüphe içinde olmanız zail olmadı. Hatta (o) helâk olduğu zaman: "Ondan sonra Allah asla başka resûl beas etmez (göndermez)." dediniz. Allah haddi aşan şüphecileri işte böyle dalâlette bırakır.
MU'MİN SURESİ 34. Ayeti Bekir Sadak Meali
«And olsun ki, Yusuf da, daha once, size belgelerle gelmisti. Size getirdigi seylerden suphelenip durmustunuz. Sonunda Yusuf olunce, Allah onun ardindan hicbir peygamber gondermeyecek demistiniz. Allah, asiri supheciyi iste boylece saptirir.»
Bekir Sadak