MU'MİN SURESİ 37. Ayeti Ali Ünal Meali
56 ve 57. âyetler hariç Mekke döneminde inmiştir. 85 âyettir. Sûre, adını 28. âyette geçen “mü’min” kelimesinden almıştır.. Ayrıca sûre, Allah’ın sıfatlarından biri olan ve 3. âyette geçen “ğâfir” kelimesinden dolayı “Ğâfîr sûresi” diye de anılmaktadır. “Ğâfir”, bağışlayan demektir.
أَسْبَابَ السَّمَاوَاتِ فَأَطَّلِعَ إِلَى إِلَهِ مُوسَى وَإِنِّي لَأَظُنُّهُ كَاذِبًا وَكَذَلِكَ زُيِّنَ لِفِرْعَوْنَ سُوءُ عَمَلِهِ وَصُدَّ عَنِ السَّبِيلِ وَمَا كَيْدُ فِرْعَوْنَ إِلَّا فِي تَبَابٍ ﴿٣٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
esbâbe | sebepler, vesileler, yollar |
es semâvâti | semalar, gökyüzü |
fe | böylece, artık |
attalia | ben muttali olurum, karşılaşırım, ulaşırım |
ilâ ilâhi | ilâha |
mûsâ | Musa |
ve innî | ve muhakkak ki ben |
le | elbette, mutlaka, gerçekten |
ezunnu-hu | ben onu ..... zannediyorum |
kâziben | yalancı |
ve kezâlike | ve işte böylece |
zuyyine | süslendi |
li fir'avne | firavuna |
sûu | kötü |
ameli-hi | onun ameli |
ve sudde | ve mani olundu, engellendi, saptırıldı |
an es sebîli | yoldan |
ve mâ | ve olmadı |
keydu | hile, tuzak |
fir'avne | firavun |
illâ | ancak, sadece, ...'den başka |
fî tebâbin | kayıp içinde, hüsranda |
"Göklerin sebeplerine (yollarına) (ulaşırım), böylece Musa’nın İlâhı’na muttali olurum. Muhakkak ki ben, onun yalancı olduğunu zannediyorum." Ve işte böylece firavuna kötü ameli süslendi. Ve böylece yoldan saptırıldı. Ve firavunun hilesi hüsrandan başka birşey olmadı.
MU'MİN SURESİ 37. Ayeti Ali Ünal Meali
“Gökleri tarassut yol ve vasıtalarını. Elde edebileyim de, bakarsın Musa’nın ilâhını görebilirim. Gerçi ben, onun bir yalancı olduğundan eminim ama, neyse!” Firavun’un kötü gidişatı kendisine işte böyle güzel görünüyor ve o, doğru yoldan hep uzak kalıyordu. Firavun’un bu tuzağı da hiçbir netice vermedi.
Ali Ünal