56 ve 57. âyetler hariç Mekke döneminde inmiştir. 85 âyettir. Sûre, adını 28. âyette geçen “mü’min” kelimesinden almıştır.. Ayrıca sûre, Allah’ın sıfatlarından biri olan ve 3. âyette geçen “ğâfir” kelimesinden dolayı “Ğâfîr sûresi” diye de anılmaktadır. “Ğâfir”, bağışlayan demektir.


تَدْعُونَنِي لِأَكْفُرَ بِاللَّهِ وَأُشْرِكَ بِهِ مَا لَيْسَ لِي بِهِ عِلْمٌ وَأَنَا أَدْعُوكُمْ إِلَى الْعَزِيزِ الْغَفَّارِ ﴿٤٢﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ted'ûne-nî li ekfure bi allâhi ve uşrike bihî leyse bi-hi ilmun ve ene ed'û-kum ilâ el azîzi el gaffâri
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ted'ûne-nî siz beni çağırıyorsunuz, davet ediyorsunuz
li ekfure inkâr etmeye, inkâra
bi allâhi Allah'ı
ve uşrike ve şirk koşmaya
bihî ona
şey
leyse değil, yok
benim
bi-hi onunla (onun hakkında)
ilmun ilim, bilgi
ve ene ve ben
ed'û-kum sizi çağırıyorum
ilâ el azîzi azîz, üstün ve güçlü olana
el gaffâri gaffar olan, mağrifet eden, günahları sevaba çeviren

Siz beni, Allah’ı inkâra ve hakkında ilmim olmayan bir şeyi, O’na ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Ve ben, sizi Azîz ve Gaffar Olan’a (Allah’a) çağırıyorum.

MU'MİN SURESİ 42. Ayeti Ali Ünal Meali

“Beni Allah’ı inkâr etmeye ve elimde O’nun ortakları oldukları konusunda ilme dayalı hiçbir delil bulunmayan, bulunması da mümkün olmayan şeyleri (ilâh kabul etmeye, dolayısıyla) O’na ortak tanımaya çağırıyorsunuz. Ben ise sizi, Azîz (mutlak izzet ve ululuk sahibi, her işte mutlak üstün ve galip), Ğaffâr (bağışlaması pek bol olan) Zât’a çağırıyorum.

Ali Ünal