MU'MİN SURESİ 47. Ayeti Diyanet Vakfi Meali
56 ve 57. âyetler hariç Mekke döneminde inmiştir. 85 âyettir. Sûre, adını 28. âyette geçen “mü’min” kelimesinden almıştır.. Ayrıca sûre, Allah’ın sıfatlarından biri olan ve 3. âyette geçen “ğâfir” kelimesinden dolayı “Ğâfîr sûresi” diye de anılmaktadır. “Ğâfir”, bağışlayan demektir.
وَإِذْ يَتَحَاجُّونَ فِي النَّارِ فَيَقُولُ الضُّعَفَاء لِلَّذِينَ اسْتَكْبَرُوا إِنَّا كُنَّا لَكُمْ تَبَعًا فَهَلْ أَنتُم مُّغْنُونَ عَنَّا نَصِيبًا مِّنَ النَّارِ ﴿٤٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve iz
yetehâccûne
fî en nâri
fe
yekûlu
ed duafâu
li ellezîne istekberû
innâ
kunnâ
lekum
tebean
fe
hel
entum
mugnûne
an-nâ
nasîben
min
en nâri
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve iz | ve olduğu zaman |
yetehâccûne | birbirleriyle tartışırlar |
fî en nâri | ateşte |
fe | böylece, artık, o zaman, ... olurken |
yekûlu | derler, söylerler |
ed duafâu | zayıf olanlar |
li ellezîne istekberû | kibirlenenlere |
innâ | muhakkak ki biz |
kunnâ | biz olduk |
lekum | size |
tebean | tâbî |
fe | artık, şimdi |
hel | mi? |
entum | siz |
mugnûne | uzaklaştıranlar, giderenler |
an-nâ | bizden |
nasîben | nasip, pay |
min | ...'den |
en nâri | ateş |
Ve onlar ateşin içinde birbirleriyle tartışırlarken, zayıf olanlar kibirlenenlere: "Gerçekten biz size tâbî olduk. Şimdi siz, ateşten nasibimizi bizden giderebilir misiniz?" derler.
MU'MİN SURESİ 47. Ayeti Diyanet Vakfi Meali
(Kâfirler) ateşin içinde birbirleriyle çekişirlerken zayıf olanlar, o büyüklük taslayanlara: Biz size uymuştuk. Şimdi ateşin birazını bizden savabilir misiniz? derler.
Diyanet Vakfi