MU'MİN SURESİ 74. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
56 ve 57. âyetler hariç Mekke döneminde inmiştir. 85 âyettir. Sûre, adını 28. âyette geçen “mü’min” kelimesinden almıştır.. Ayrıca sûre, Allah’ın sıfatlarından biri olan ve 3. âyette geçen “ğâfir” kelimesinden dolayı “Ğâfîr sûresi” diye de anılmaktadır. “Ğâfir”, bağışlayan demektir.
مِن دُونِ اللَّهِ قَالُوا ضَلُّوا عَنَّا بَل لَّمْ نَكُن نَّدْعُو مِن قَبْلُ شَيْئًا كَذَلِكَ يُضِلُّ اللَّهُ الْكَافِرِينَ ﴿٧٤﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
min | ...'den |
dûni allâhi | Allah'tan başka |
kâlû | dediler |
dallû | saptılar, uzaklaştılar |
annâ | bizden |
bel | hayır, bilâkis |
lem nekun | biz olmadık, biz değildik |
ned'û | tapıyoruz |
min kablu | daha önceden |
şey'en | bir şey |
kezâlike | işte böyle |
yudıllu | dalâlette bırakır |
allâhu | Allah |
el kâfirîne | kâfirler |
Allah’tan başka. (Cehennemdekiler de) derler ki: "Onlar bizden saptılar (uzaklaştılar). Hayır, (meğer) biz daha önce (hiç) bir şeye tapmamışız. Allah, kâfirleri işte böyle dalâlette bırakır."
MU'MİN SURESİ 74. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Allah'ın yanısıra ilahlık yakıştırdıklarınız?” Onlar şöyle cevap verecekler: “Onlar bizi yüzüstü bırakıp, uzaklaşıp kayboldular. Daha doğrusu geçmişte yalvarıp yakardıklarımız aslında hiçbirşey değillerdi.” İşte Allah, kendisinden gelen gerçekleri örtbas edenleri, böylece şaşırtıp saptırır.
Abdullah Parlıyan