56 ve 57. âyetler hariç Mekke döneminde inmiştir. 85 âyettir. Sûre, adını 28. âyette geçen “mü’min” kelimesinden almıştır.. Ayrıca sûre, Allah’ın sıfatlarından biri olan ve 3. âyette geçen “ğâfir” kelimesinden dolayı “Ğâfîr sûresi” diye de anılmaktadır. “Ğâfir”, bağışlayan demektir.


فَلَمْ يَكُ يَنفَعُهُمْ إِيمَانُهُمْ لَمَّا رَأَوْا بَأْسَنَا سُنَّتَ اللَّهِ الَّتِي قَدْ خَلَتْ فِي عِبَادِهِ وَخَسِرَ هُنَالِكَ الْكَافِرُونَ ﴿٨٥﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe lem yeku yenfeu-hum îmânu-hum lemmâ raev be'se-nâ sunnete allâhi elletî kad halet ibâdi-hi ve hasira hunâlike el kâfirûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe böylece, artık
lem yeku olmadı
yenfeu-hum onlara fayda, yarar sağlar
îmânu-hum onların îmânı
lemmâ ... olduğu zaman
raev gördüler
be'se-nâ şiddetli azabımız
sunnete allâhi Allah'ın sünneti
elletî ki o
kad halet gelip geçti
hakkında
ibâdi-hi onun kulları
ve hasira ve hüsrana uğradı
hunâlike orada
el kâfirûne kâfirler

Şiddetli azabımızı gördükleri zaman artık onların îmânı, onlara bir fayda vermedi. Allah’ın, kulları hakkındaki gelip geçen sünneti (kanunu) budur. Kâfirler orada hüsrana uğradılar.

MU'MİN SURESİ 85. Ayeti Sadık Türkmen Meali

Ne var ki, hışmımızı/azabımızı gördüklerinde, onların iman etmeleri kendilerine bir yarar sağlayacak değildi. Allah’ın kulları hakkında, eskiden beri işleyip duran sünneti/yasası işte budur! İşte o zaman orada o kâfirler; ayetlerin gerçek olduğunu bildikleri halde kabul etmeyenler büyük zarar etmişlerdir.

Sadık Türkmen