Mekke döneminde inmiştir. 118 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Mü’minûn” kelimesinden almıştır. “el-Mü’minûn”, mü’minler demektir.


لَعَلِّي أَعْمَلُ صَالِحًا فِيمَا تَرَكْتُ كَلَّا إِنَّهَا كَلِمَةٌ هُوَ قَائِلُهَا وَمِن وَرَائِهِم بَرْزَخٌ إِلَى يَوْمِ يُبْعَثُونَ ﴿١٠٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

leal-lî a'melu sâlihan fîmâ terektu kellâ innehâ kelimetun huve kâilu-hâ ve min verâi-him berzahun ilâ yevmi yub'asûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
leal-lî böylece ben
a'melu sâlihan salih amel (nefsi tezkiye edici amel) yaparım
fîmâ içinde, o şeyde, hakkında
terektu bıraktım, terkettim
kellâ hayır, asla
innehâ muhakkak ki o
kelimetun bir kelimedir, sözdür
huve o
kâilu-hâ onun söylediği (söz)
ve min verâi-him ve onların arkalarından, onların arkasında
berzahun bir berzah, engel vardır
ilâ yevmi güne kadar
yub'asûne beas olunacaklar, yeniden diriltilecekler

“Böylece (geri gönderdiğin taktirde) terkettiğim salih amelleri (nefsi tezkiye edici ameli) işlerim.” Hayır, muhakkak ki onun söylediği söz, sadece (boş) bir kelimedir. Ve beas edilecekleri güne kadar onların arkasında berzah (engel) vardır.

MU'MİNÛN SURESİ 100. Ayeti Suat Yıldırım Meali

(99-100) Âhireti inkâr edenlerden birine ölüm gelip çatınca, işte o zaman: "Ya Rabbî!" der, "ne olur beni dünyaya geri gönderin, ta ki zayi ettiğim ömrümü telafi edip iyi işler yapayım. "Hayır, hayır! Bu onun söylediği mânasız bir sözdür. Çünkü dünyadan ayrılanların önünde, artık, diriltilecekleri güne kadar bir berzah vardır.

Suat Yıldırım