Mekke döneminde inmiştir. 118 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Mü’minûn” kelimesinden almıştır. “el-Mü’minûn”, mü’minler demektir.


قَالُوا رَبَّنَا غَلَبَتْ عَلَيْنَا شِقْوَتُنَا وَكُنَّا قَوْمًا ضَالِّينَ ﴿١٠٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

kâlû rabbe-nâ galebet aleynâ şıkvetu-nâ ve kunnâ kavmen dâllîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
kâlû dediler
rabbe-nâ Rabbimiz
galebet üstün geldi
aleynâ bize
şıkvetu-nâ şâkîliğimiz, azgınlığımız
ve kunnâ ve biz olduk
kavmen kavim
dâllîne dalâlette olanlar

Dediler ki: “Ey Rabbimiz! Şâkîliğimiz (azgınlığımız), bize gâlip geldi ve biz, dalâlette olan bir kavim idik.”

MU'MİNÛN SURESİ 106. Ayeti Suat Yıldırım Meali

(106-107) "Ey Ulu Rabbimiz", derler, "azgınlığımız, kötü talihimiz ağır bastı, biz de yoldan sapan kimseler olduk bir kere. Ama ne olur ey Ulu Rabbimiz, kurtar bizi bu ateşten, eğer bir daha o kötülükleri yaparsak işte o zaman, kendimize iyice yazık eder, zalimin teki oluruz!"

Suat Yıldırım