MU'MİNÛN SURESİ 20. Ayeti Ahmed Hulusi Meali
Mekke döneminde inmiştir. 118 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Mü’minûn” kelimesinden almıştır. “el-Mü’minûn”, mü’minler demektir.
وَشَجَرَةً تَخْرُجُ مِن طُورِ سَيْنَاء تَنبُتُ بِالدُّهْنِ وَصِبْغٍ لِّلْآكِلِينَ ﴿٢٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve şeceraten
tahrucu
min tûri seynâe
tenbutu
bi ed duhni
ve sıbgın
li el âkilîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve şeceraten | ve ağaç |
tahrucu | çıkar |
min tûri seynâe | Turi Sina'dan |
tenbutu | biter, yetişir |
bi ed duhni | yağı |
ve sıbgın | ve bir katık |
li el âkilîne | yiyenler için |
Ve Turi Sina’da yetişen bir ağaç vardır ki, yağ çıkarır. Ve (o), yiyenler için bir katıktır.
MU'MİNÛN SURESİ 20. Ayeti Ahmed Hulusi Meali
Ve (yine o su ile) Tur-i Sîna'dan (Musa'ın Rabbiyle buluştuğu mahal) çıkan, yağ veren ve yiyenler için bir katık olan (zeytin) ağaç. (İncirin, teklikteki çokluk sembolüne karşı zeytin de direkt teklik sembolü olarak değerlendirilir, tasavvuf düşüncesinde. )
Ahmed Hulusi