MU'MİNÛN SURESİ 24. Ayeti Celal Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 118 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Mü’minûn” kelimesinden almıştır. “el-Mü’minûn”, mü’minler demektir.
فَقَالَ الْمَلَأُ الَّذِينَ كَفَرُوا مِن قَوْمِهِ مَا هَذَا إِلَّا بَشَرٌ مِّثْلُكُمْ يُرِيدُ أَن يَتَفَضَّلَ عَلَيْكُمْ وَلَوْ شَاء اللَّهُ لَأَنزَلَ مَلَائِكَةً مَّا سَمِعْنَا بِهَذَا فِي آبَائِنَا الْأَوَّلِينَ ﴿٢٤﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
fe kâle
el meleu
ellezîne keferû
min kavmi-hi
mâ
hâzâ
illâ
beşerun
mıslu-kum
yurîdu
en yetefaddale
aleykum
ve lev
şâallâhu (şâe allâhu)
le enzele
melâiketen
mâ semi'nâ
bi hâzâ fî
âbâine el evvelîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe kâle | böylece, bunun üzerine dedi |
el meleu | halk, eşraf, ileri gelenler |
ellezîne keferû | inkâr edenler, kâfir olanlar |
min kavmi-hi | onun kavminden |
mâ | şey |
hâzâ | bu |
illâ | sadece, ...'den başka |
beşerun | beşer, insan |
mıslu-kum | sizin gibi |
yurîdu | diliyor, istiyor |
en yetefaddale | üstün olmak, hükmetmek |
aleykum | sizin üzerinize, size |
ve lev | ve eğer |
şâallâhu (şâe allâhu) | Allah diledi |
le enzele | mutlaka indirirdi |
melâiketen | melekler |
mâ semi'nâ | işitmedik |
bi hâzâ fî | bunun hakkında |
âbâine el evvelîne | evvelki babalarımız, atalarımız |
Onun kavminden kâfir olanların ileri gelenleri: “Bu, sizin gibi beşerden (insandan) başka bir şey değil. Size üstün gelmek (hükmetmek) istiyor. Ve eğer Allah dileseydi mutlaka melekler indirirdi. Atalarımızdan bunun hakkında bir şey işitmedik.” dediler.
MU'MİNÛN SURESİ 24. Ayeti Celal Yıldırım Meali
Bunun üzerine kavminin ileri gelenlerinden inkâra sapan bir grup dedi ki: «Bu da ancak sizin gibi bir insandır. Size karşı üstünlük sağlamak ister. Allah, (peygamber göndermeyi) dilemiş olsaydı, elbette melekleri (görevlendirip) gönderirdi. Hem ilk atalarımızdan da böyle bir şey işitmedik.»
Celal Yıldırım