MU'MİNÛN SURESİ 27. Ayeti Ahmed Hulusi Meali
Mekke döneminde inmiştir. 118 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Mü’minûn” kelimesinden almıştır. “el-Mü’minûn”, mü’minler demektir.
فَأَوْحَيْنَا إِلَيْهِ أَنِ اصْنَعِ الْفُلْكَ بِأَعْيُنِنَا وَوَحْيِنَا فَإِذَا جَاء أَمْرُنَا وَفَارَ التَّنُّورُ فَاسْلُكْ فِيهَا مِن كُلٍّ زَوْجَيْنِ اثْنَيْنِ وَأَهْلَكَ إِلَّا مَن سَبَقَ عَلَيْهِ الْقَوْلُ مِنْهُمْ وَلَا تُخَاطِبْنِي فِي الَّذِينَ ظَلَمُوا إِنَّهُم مُّغْرَقُونَ ﴿٢٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe | o zaman, böylece |
evhay-nâ | biz vahyettik |
ileyhi | ona |
en ısnai | yapmasını |
el fulke | gemi |
bi a'yuni-nâ | gözümüzün önünde |
ve vahyi-nâ | ve vahyimizle |
fe | böylece |
izâ câe | geldiği zaman |
emru-nâ | bizim emrimiz |
ve fâre | ve fevaran etti, kaynadı |
et tennûru | tennur, kazan |
fesluk (fe usluk) | hemen koy |
fî-hâ | onun içine |
min kullin | hepsinden, herbirinden |
zevceynisneyni | her çiften ikişer |
ve ehleke | ve senin ahlin, maiyetin, ailen |
illâ | sadece, hariç |
men | kimse, kim |
sebeka | geçti |
aleyhi | onun üzerine (onun hakkında) |
el kavlu | söz |
min-hum | onlardan |
ve lâ tuhâtıb-nî | ve bana hitap etme |
fî | hakkında |
ellezîne zalemû | zulmeden kimseler |
inne-hum | muhakkak ki onlar |
mugrakûne | boğulacak olanlar |
Böylece ona, gözümüzün önünde (Bizim denetimimizde) ve vahyimizle bir gemi yapmasını vahyettik. Böylece emrimiz geldiği ve tennur kaynadığı zaman hemen ona (gemiye) her çiftten ikişer tane ve ehlini bindir. Onlardan, haklarında bir söz (hüküm) geçenler hariç. Ve zulmedenler hakkında Bana hitap etme (onlar için bir şey, bir af isteme). Muhakkak ki onlar, boğulacak olanlardır (boğulmalarına daha önce hükmedilmiş olanlardır).
MU'MİNÛN SURESİ 27. Ayeti Ahmed Hulusi Meali
Bunun üzerine Ona (Nuh'a) vahyettik ki: "Gözlerimiz olarak (gözetimimiz anlamına gelse de burada mâiyet sırrına işaret vardır) ve vahyimizle gemiyi yap. . . İş başladığında (sular yükseldiğinde) ve fırın kaynadığı (buhar kazanı mı vardı acaba) vakit, her eşi olandan bir çift ve onlardan, aleyhine daha önce hüküm verilmiş olanlar hariç ehlini, gemiye al. Zâlimler hakkında benimle muhatap olma! Kesinlikle onlar boğulacaklardır. "
Ahmed Hulusi