MU'MİNÛN SURESİ 33. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Mekke döneminde inmiştir. 118 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Mü’minûn” kelimesinden almıştır. “el-Mü’minûn”, mü’minler demektir.
وَقَالَ الْمَلَأُ مِن قَوْمِهِ الَّذِينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِلِقَاء الْآخِرَةِ وَأَتْرَفْنَاهُمْ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا مَا هَذَا إِلَّا بَشَرٌ مِّثْلُكُمْ يَأْكُلُ مِمَّا تَأْكُلُونَ مِنْهُ وَيَشْرَبُ مِمَّا تَشْرَبُونَ ﴿٣٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve kâle
el meleu
min kavmi-hi
ellezîne keferû
ve kezzebû
bi likâi el âhırati
ve etrafnâ-hum
fî el hayâti ed dunyâ
mâ hâzâ
illâ
beşerun
mislu-kum
ye'kulu
mimmâ (min mâ)
te'kulûne
min-hu
ve yaşrebu
mimmâ (min mâ)
teşrabûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve kâle | ve dedi |
el meleu | ileri gelenler |
min kavmi-hi | onun kavminden |
ellezîne keferû | inkâr edenler, kâfir olan kimseler, kâfirler |
ve kezzebû | ve yalanladılar |
bi likâi el âhırati | ahirete (Allah'a) mülâki olmayı |
ve etrafnâ-hum | ve biz onlara refah verdik |
fî el hayâti ed dunyâ | dünya hayatında |
mâ hâzâ | bu değildir |
illâ | ancak, ...'den başka |
beşerun | bir beşer, bir insan |
mislu-kum | sizin gibi |
ye'kulu | (yemek) yer |
mimmâ (min mâ) | şeylerden |
te'kulûne | siz yiyorsunuz |
min-hu | ondan |
ve yaşrebu | ve içer |
mimmâ (min mâ) | şeylerden |
teşrabûne | siz içiyorsunuz |
Ve onun kavminden kâfirlerin ileri gelenleri, ahirete mülâki olmayı (Allah’a mülâki olmayı) yalanlayanlar ve dünya hayatında kendilerine refah verdiğimiz kimseler: “Bu, sizin gibi beşerden (insandan) başka bir şey değil. Sizin yediğiniz şeylerden yiyor, sizin içtiğiniz şeylerden içiyor.” dediler.
MU'MİNÛN SURESİ 33. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Onun kavminden bir tâife ki, kâfir oldular ve ahirete kavuşmayı tekzîp ettiler ve dünya hayatında kendilerine refah verdiğimiz halde dediler ki: «Bu başka değil, ancak sizin gibi bir insan, sizin yediğinizden yiyor ve sizin içtiğinizden içiyor.»
Ömer Nasuhi Bilmen