Mekke döneminde inmiştir. 118 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Mü’minûn” kelimesinden almıştır. “el-Mü’minûn”, mü’minler demektir.


وَالَّذِينَ هُمْ لِلزَّكَاةِ فَاعِلُونَ ﴿٤﴾


MU'MİNÛN SURESİ 4. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve ellezîne hum li ez zekâti fâilûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve ellezîne ve o kimseler, onlar
hum onlar
li ez zekâti zekâtı
fâilûne yapanlar, yerine getirenler

Ve onlar, zekâtı verenlerdir.

MU'MİNÛN SURESİ 4. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

Onlar ki, zekâtı öderler.

Diyanet İşleri

Ve öyle kişilerdir onlar ki zekâtlarını verirler.

Abdulbaki Gölpınarlı

Onlar ki, zekâtı verirler;

Adem Uğur

Onlar arınmak - saflaşmak (zekât) için ne gerekirse yaparlar;

Ahmed Hulusi

Mü’minler vicdanlarını, servetlerini, sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekât verir duruma gelmek, zekâtı vermek ve hayırları çoğaltmak, vicdanları temizlemek için çalışanlardır.

Ahmet Tekin

Onlar zekâtı verirler.

Ahmet Varol

Onlar, zekata ilişkin (söz ve görevlerini mutlaka) yerine getirenlerdir;

Ali Bulaç

Onlar ki, zekâtlarını verirler.

Ali Fikri Yavuz

Onlar zekatlarini verirler.

Bekir Sadak

Onlar ki zekâtı verip (emredildiği şekilde) yerine getirirler.

Celal Yıldırım

Onlar zekatlarını verirler.

Diyanet İşleri (eski)

Onlar ki, zekâtı verirler;

Diyanet Vakfi

Zekatı pratiğe geçirirler.

Edip Yüksel

Onlar ki zekât vermek için çalışırlar

Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar ki, zekat vermek için çalışırlar.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Onlar ki, zekat (vazifelerini) yerine getirirler,

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Onlar ki, zekâtı aksatmaksızın, tam olarak verirler.

Seyyid Kutub

Onlar, zekata ilişkin (söz ve görevlerini mutlaka) yerine getirenlerdir.

Gültekin Onan

(Öyle mü'minler) ki onlar zekât (vazîfe) lerini yapanlardır.

Hasan Basri Çantay

Ve o kimseler ki, onlar zekât (vermek) için çalışanlardır.

Hayrat Neşriyat

Ki onlar; zekatlarını verirler.

İbni Kesir

arınmak için yapılması gerekeni yaparlar;

Muhammed Esed

Ve o mü'minler ki, onlar zekatı da ifâ edenlerdir.

Ömer Nasuhi Bilmen

Onlar ki, zekâtlarını verirler.

Ömer Öngüt

Onlar, arınmak için hareket edenlerdir.

Şaban Piriş

Onlar zekâtı ifa eder (kendilerini maddeten ve manen arındırırlar).

Suat Yıldırım

Onlar zekâtı verirler.

Süleyman Ateş

Onlar, zekâta ilişkin (söz ve görevlerini mutlaka) yerine getirenlerdir.

Tefhim-ul Kuran

Onlar zekât için çalışırlar.

Ümit Şimşek

Zekâtı vermek için faaliyettedir onlar.

Yaşar Nuri Öztürk

Arınmak için yapılması gereken zekatı, gerektiği şekilde yerine getirirler.

Abdullah Parlıyan

Arınmak için çalışırlar.

Bayraktar Bayraklı

Onlar, zekâtlarını verirler.

Cemal Külünkoğlu

Onlar, zekâtı ifa edenlerdir.

Kadri Çelik

Onlar, infakta bulunarak (hem servetlerini, hem de kalblerini) arındırmak için sürekli faaliyet halindedirler.

Ali Ünal

Onlar ki, zekâtı verirler;

Harun Yıldırım

onlar ki, arınmak için gerekeni yaparlar;

Mustafa İslamoğlu

Onlar ki, zekât vermek (madden ve manen huzur bulmak) için, (bütün güçleriyle) çalışanlardır.

Sadık Türkmen

Her zaman zekâtlarını vererek (mallarını temizlemeyi) devam ettirirler.

İlyas Yorulmaz

Ve onlar, zekâtı verenlerdir.

İmam İskender Ali Mihr