Mekke döneminde inmiştir. 118 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Mü’minûn” kelimesinden almıştır. “el-Mü’minûn”, mü’minler demektir.


ثُمَّ أَرْسَلْنَا رُسُلَنَا تَتْرَا كُلَّ مَا جَاء أُمَّةً رَّسُولُهَا كَذَّبُوهُ فَأَتْبَعْنَا بَعْضَهُم بَعْضًا وَجَعَلْنَاهُمْ أَحَادِيثَ فَبُعْدًا لِّقَوْمٍ لَّا يُؤْمِنُونَ ﴿٤٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

summe ersel-nâ rusule-nâ tetrâ kullemâ câe ummeten resûlu-hâ kezzebû-hu fe etbâ'nâ ba'dahum ba'dan ve cealnâ-hum ehâdîse fe bu'den li kavmin lâ yu'minûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
summe sonra
ersel-nâ biz gönderdik
rusule-nâ resûllerimiz
tetrâ birbirinin arkasından, ardından, ardarda, arası kesilmeksizin
kullemâ her defasında
câe geldi
ummeten ümmet
resûlu-hâ onun (kendi) resûlü
kezzebû-hu onu yalanladılar
fe artık, böylece, bundan sonra
etbâ'nâ biz tâbî kıldık, takip ettirdik
ba'dahum ba'dan onların bir kısmını bir kısmına, birbirine
ve cealnâ-hum ve onları kıldık
ehâdîse efsane, nakledilen olaylar
fe artık, böylece
bu'den uzak olsun
li kavmin kavim için, kavim
lâ yu'minûne mü'min olmazlar

Sonra Biz, resûllerimizi ardarda (arası kesilmeksizin) gönderdik. Her ümmete resûlü geldiği zaman, her defasında onu yalanladılar. Biz de onları birbiri arkasından (helâk ettik). Ve onları efsane kıldık. Artık mü’min olmayan kavim (Allah’ın rahmetinden) uzak olsun.

MU'MİNÛN SURESİ 44. Ayeti Suat Yıldırım Meali

Sonra resullerimizi peş peşe gönderdik. Hangi ümmete peygamberi geldiyse onlar onu yalancı saydılar. Biz de onları birbiri ardından imha ettik. Onlardan geriye bıraktığımız, sadece ibret verici hikâyeleri! İman etmeyen o halkın canı cehenneme!

Suat Yıldırım