MU'MİNÛN SURESİ 45. Ayeti Celal Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 118 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Mü’minûn” kelimesinden almıştır. “el-Mü’minûn”, mü’minler demektir.
ثُمَّ أَرْسَلْنَا مُوسَى وَأَخَاهُ هَارُونَ بِآيَاتِنَا وَسُلْطَانٍ مُّبِينٍ ﴿٤٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
summe
erselnâ
mûsâ
ve ehâ-hu
hârûne
bi âyâti-nâ
ve sultânin
mubînin
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
summe | sonra |
erselnâ | biz gönderdik |
mûsâ | Musa |
ve ehâ-hu | ve onun kardeşi |
hârûne | Harun |
bi âyâti-nâ | âyetlerimizle |
ve sultânin | ve bir sultan, bir delil |
mubînin | apaçık |
Sonra Hz. Musa’yı ve kardeşi Hz. Harun’u, âyetlerimizle ve apaçık sultanla (Tevrat’la) gönderdik.
MU'MİNÛN SURESİ 45. Ayeti Celal Yıldırım Meali
(45-46) Sonra da Musâ ile kardeşi Harun'u, Fir'avn'a ve onun yandaşlarına mu'cizelerle ve çok açık belge ve delillerle gönderdik. Onlar ise büyüklük tasladılar. Zaten dik başlı, kendilerini çok yükseklerde gören bir milletti.
Celal Yıldırım