Mekke döneminde inmiştir. 118 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Mü’minûn” kelimesinden almıştır. “el-Mü’minûn”, mü’minler demektir.


إِلَى فِرْعَوْنَ وَمَلَئِهِ فَاسْتَكْبَرُوا وَكَانُوا قَوْمًا عَالِينَ ﴿٤٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ilâ fir'avne ve melei-hî festekberû (fe istekberû) ve kânû kavmen âlîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ilâ fir'avne firavuna
ve melei-hî ve onun ileri gelenleri
festekberû (fe istekberû) böylece, fakat büyüklendiler
ve kânû ve oldular
kavmen bir kavim
âlîne âlîn olanlar, üstün gelmeye çalışanlar

(Hz. Musa’yı ve Hz. Harun’u), firavun ve onun ileri gelenlerine (gönderdik). Fakat onlar, kibirlendiler (büyüklendiler). Ve âlîn (mağrur, zorba) bir kavim oldular.

MU'MİNÛN SURESİ 46. Ayeti Cemal Külünkoğlu Meali

(45-46) Sonra Musa ve (kardeşi) Harun'u ayetlerimizle ve apaçık bir delille Firavun ile kodamanlarına gönderdik. Fakat onlar iman etmeyi kibirlerine yediremediler. Zaten onlar büyüklük taslayan bir zümre idi.

Cemal Külünkoğlu