MU'MİNÛN SURESİ 46. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 118 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Mü’minûn” kelimesinden almıştır. “el-Mü’minûn”, mü’minler demektir.
إِلَى فِرْعَوْنَ وَمَلَئِهِ فَاسْتَكْبَرُوا وَكَانُوا قَوْمًا عَالِينَ ﴿٤٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ilâ fir'avne
ve melei-hî
festekberû (fe istekberû)
ve kânû
kavmen
âlîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ilâ fir'avne | firavuna |
ve melei-hî | ve onun ileri gelenleri |
festekberû (fe istekberû) | böylece, fakat büyüklendiler |
ve kânû | ve oldular |
kavmen | bir kavim |
âlîne | âlîn olanlar, üstün gelmeye çalışanlar |
(Hz. Musa’yı ve Hz. Harun’u), firavun ve onun ileri gelenlerine (gönderdik). Fakat onlar, kibirlendiler (büyüklendiler). Ve âlîn (mağrur, zorba) bir kavim oldular.
MU'MİNÛN SURESİ 46. Ayeti Suat Yıldırım Meali
(45-46) Sonra da Mûsa ile kardeşi Hârun’u âyetlerimizle ve apaçık delille Firavun ile ileri gelen yardımcılarına gönderdik. Onlar da hakkı kabulden kibirlendiler. Zaten onlar kendilerini çok büyük gören bir zümre idi.
Suat Yıldırım