MU'MİNÛN SURESİ 47. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Mekke döneminde inmiştir. 118 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Mü’minûn” kelimesinden almıştır. “el-Mü’minûn”, mü’minler demektir.
فَقَالُوا أَنُؤْمِنُ لِبَشَرَيْنِ مِثْلِنَا وَقَوْمُهُمَا لَنَا عَابِدُونَ ﴿٤٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
fe
kâlû
e nu'minu
li beşereyni
misli-nâ
ve kavmu-humâ
lenâ
âbidûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe | artık, böylece, sonra |
kâlû | dediler |
e nu'minu | inanalım mı, îmân mı edelim? |
li beşereyni | iki beşere |
misli-nâ | bizim gibi |
ve kavmu-humâ | ve ikisinin kavmi |
lenâ | bize |
âbidûne | kul, köle olanlar |
Sonra dediler ki: “Bizim gibi iki beşere (Hz. Musa ve Hz. Harun’a), îmân mı edelim? Ve onların ikisinin (Musa ve Harun A.S’ın) kavmi, bize kul (köle) olmasına rağmen.”
MU'MİNÛN SURESİ 47. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Nitekim şöyle dediler: “Soydaşları bizim kölelerimiz olduğu halde, bizim gibi ölümlü olan bu iki insana mı inanacağız?
Abdullah Parlıyan