Medine döneminde inmiştir. 13 âyettir. Onuncu âyette, Hudeybiye antlaşmasından sonra müşrikler arasından çıkıp Medine’ye gelen ve müslüman olduklarını söyleyen kadınların imtihan edilmeleri emredildiği için sûreye mecazen, “imtihan eden” anlamında “mümtehine” denmiştir.


يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا عَدُوِّي وَعَدُوَّكُمْ أَوْلِيَاء تُلْقُونَ إِلَيْهِم بِالْمَوَدَّةِ وَقَدْ كَفَرُوا بِمَا جَاءكُم مِّنَ الْحَقِّ يُخْرِجُونَ الرَّسُولَ وَإِيَّاكُمْ أَن تُؤْمِنُوا بِاللَّهِ رَبِّكُمْ إِن كُنتُمْ خَرَجْتُمْ جِهَادًا فِي سَبِيلِي وَابْتِغَاء مَرْضَاتِي تُسِرُّونَ إِلَيْهِم بِالْمَوَدَّةِ وَأَنَا أَعْلَمُ بِمَا أَخْفَيْتُمْ وَمَا أَعْلَنتُمْ وَمَن يَفْعَلْهُ مِنكُمْ فَقَدْ ضَلَّ سَوَاء السَّبِيلِ ﴿١﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

yâ eyyuhâ ellezîne âmenû lâ tettehizû aduvvî ve aduvve-kum evliyâe tulkûne ileyhim bi el meveddeti ve kad keferû bi mâ câe-kum min el hakkı yuhricûne er resûle ve iyyâ-kum en tu'minû bi allâhi rabbi-kum in kuntum haractum cihâden fî sebîlî ve ibtigâe merdâtî tusirrûne ileyhim bi el meveddeti ve ene a'lemu bi mâ ahfeytum ve mâ a'lentum ve men yef'al-hu min-kum fe kad dalle sevâe es sebîli
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
yâ eyyuhâ ey! (seslenme edatı)
ellezîne âmenû âmenû olanlar, ölmeden önce Allah'a ulaşmayı dileyenler
lâ tettehizû yapmayın, edinmeyin
aduvvî benim düşmanlarım
ve aduvve-kum ve sizin düşmanlarınız
evliyâe velîler, dostlar
tulkûne ilka ediyorsunuz (dostluk ilka ediyorsunuz, muhabbet besliyorsunuz)
ileyhim onlara
bi el meveddeti muhabbet ile, sevgi ile
ve kad ve olmuştu
keferû inkâr ettiler
bi mâ câe-kum size gelen şeyi
min el hakkı Hakk'tan
yuhricûne çıkarıyorlar
er resûle resûl
ve iyyâ-kum ve sizi
en tu'minû inanmanız
bi allâhi Allah'a
rabbi-kum Rabbiniz
in kuntum eğer siz iseniz
haractum siz çıktınız
cihâden cihad
fî sebîlî benim yolumda
ve ibtigâe ve aradı, arzu eti, istedi
merdâtî benim razı olmam, benim rızam
tusirrûne sır veriyorsunuz
ileyhim onlara
bi el meveddeti muhabbet ile, sevgi ile
ve ene ve ben
a'lemu bilirim
bi mâ ahfeytum gizlediğiniz şeyleri
ve mâ a'lentum ve (aleni olan) açığa vurduğunuz şeyler
ve men ve kim
yef'al-hu onu yapar
min-kum sizden
fe o taktirde
kad dalle sapmış olur
sevâe es sebîli yolun seviyesi, yolun ortası, doğru yol

Ey âmenû olanlar (ölmeden önce Allah’a ulaşmayı dileyenler)! Benim ve sizin düşmanlarınızı dostlar edinmeyin! Ve onlar, Hakk’tan size geleni inkâr etmiş oldukları halde onlara muhabbet besliyorsunuz (dostluk ilka ediyorsunuz). Rabbiniz olan Allah’a inanmanızdan dolayı resûlü ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Şâyet siz, Benim yolumda, Benim rızamı aramak için cihada çıktı iseniz (buna rağmen niçin), onlara sevgi gösterip sır veriyorsunuz. Ve Ben, sizin gizlediğinizi de, açıkladığınızı da bilirim. Ve sizden kim onu (bunu) yaparsa, o taktirde doğru yoldan (Allah'a ulaştıran yoldan, Sıratı Mustakîm'den) sapmış olur.

MUMTEHİNE SURESİ 1. Ayeti Süleyman Ateş Meali

Ey inananlar! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olan kimseleri dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği inkâr ettikleri, Rabbiniz Allah'a inandığınızdan dolayı Elçiyi ve sizi (yurdunuzdan) çıkardıkları halde siz onlara sevgi iletiyorsunuz. Benim yolumda cihâd etmek ve benim rızâmı kazanmak için (yurdunuzdan) çıktığınız halde içinizde onlara sevgi (mi) gizliyorsunuz? Oysa ben sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz her şeyi bilirim. Sizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur.

Süleyman Ateş