Medine döneminde inmiştir. 13 âyettir. Onuncu âyette, Hudeybiye antlaşmasından sonra müşrikler arasından çıkıp Medine’ye gelen ve müslüman olduklarını söyleyen kadınların imtihan edilmeleri emredildiği için sûreye mecazen, “imtihan eden” anlamında “mümtehine” denmiştir.


يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا جَاءكُمُ الْمُؤْمِنَاتُ مُهَاجِرَاتٍ فَامْتَحِنُوهُنَّ اللَّهُ أَعْلَمُ بِإِيمَانِهِنَّ فَإِنْ عَلِمْتُمُوهُنَّ مُؤْمِنَاتٍ فَلَا تَرْجِعُوهُنَّ إِلَى الْكُفَّارِ لَا هُنَّ حِلٌّ لَّهُمْ وَلَا هُمْ يَحِلُّونَ لَهُنَّ وَآتُوهُم مَّا أَنفَقُوا وَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ أَن تَنكِحُوهُنَّ إِذَا آتَيْتُمُوهُنَّ أُجُورَهُنَّ وَلَا تُمْسِكُوا بِعِصَمِ الْكَوَافِرِ وَاسْأَلُوا مَا أَنفَقْتُمْ وَلْيَسْأَلُوا مَا أَنفَقُوا ذَلِكُمْ حُكْمُ اللَّهِ يَحْكُمُ بَيْنَكُمْ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ ﴿١٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

yâ eyyuhâ ellezîne âmenû izâ câe-kum el mu'minâtu muhâcirâtin fe imtehinû hunne allâhu a'lemu bi îmânihinne fe in alimtim hunne mu'minâtin fe lâ terciû hunne ilâ el kuffâri hunne hillun lehum ve lâ hum yehillûne lehunne ve âtû-hum enfekû ve lâ cunâha aleykum en tenkihû hunne izâ âteytumûhunne ucûrahunne ve lâ tumsikû bi isami el kevâfiri ve is'elû enfaktum ve li yes'elû enfekû zâlikum hukmu allâhi yahkumu beyne-kum ve allâhu alîmun hakîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
yâ eyyuhâ ey!
ellezîne âmenû îmân eden, Allah'a ulaşmayı dileyen kimseler
izâ ... olduğu zaman
câe-kum size geldi
el mu'minâtu mü'min kadınlar
muhâcirâtin göç eden, hicret etmiş olan kadınlar
fe imtehinû o zaman imtihan edin
hunne onlar (kadınlar)
allâhu Allah
a'lemu çok iyi bilir
bi îmânihinne onların (kadınların) îmânlarını
fe o zaman, artık, bundan sonra
in alimtim eğer bilirseniz
hunne onlar (kadınlar)
mu'minâtin mü'min kadınlar
fe o zaman, artık, bundan sonra
lâ terciû geri döndürmeyiniz
hunne onlar (kadınlar)
ilâ el kuffâri kâfirlere (kâfir erkeklere)
değildir
hunne onlar (kadınlar)
hillun helâl
lehum onlar (erkekler), onlara (erkeklere)
ve lâ ve değildir
hum onlar (erkekler)
yehillûne helâl
lehunne onlar (kadınlar), onlara (kadınlara)
ve âtû-hum ve onlara verin
şey
enfekû infâk ettiler, verdiler
ve lâ ve yoktur
cunâha günah
aleykum sizin üzerinize
en tenkihû hunne onları (kadınları) nikâhlamanız
izâ ... olduğu zaman
âteytumûhunne onlara (kadınlara) verdiniz
ucûrahunne onların ücretlerini, mehirlerini
ve lâ tumsikû ve tutmayın
bi isami nikâh akdi ile
el kevâfiri kâfirler (kâfir kadınlar)
ve is'elû ve isteyin
şeyler, neyi, ne
enfaktum infâk ettiniz, verdiniz
ve li yes'elû ve istesinler
şeyler, neyi, ne
enfekû infâk ettiler, verdiler
zâlikum işte bu
hukmu allâhi Allah'ın hükmü
yahkumu Allah hükmeder
beyne-kum sizin aranızda
ve allâhu ve Allah
alîmun en iyi bilen
hakîmun hakîm, hüküm ve hikmet sahibi

Ey âmenû olanlar! Hicret etmiş olan mü’min kadınlar size geldikleri zaman onları imtihan edin (hicret sebeplerini sorun). Allah, onların îmânını çok iyi biliyor. Artık onların mü’min hanımlar olduğunu bilirseniz (mü’min olduklarından emin olursanız), bundan sonra onları kâfirlere geri döndürmeyiniz. Onlar (mü’min hanımlar), diğerlerine (kâfir erkeklere) helâl değildir. Diğerleri de (kâfir erkekler de), onlar için (mü’min hanımlar için) helâl değildir. Onlara (kâfir erkeklere), infâk etmiş oldukları şeyi (mü’min olarak size gelen kadınlara daha önce vermiş oldukları mehirlerini) geri verin. Ve kendilerine mehirlerini verdiğiniz taktirde, onlara nikâh yapmanızda sizin üzerinize bir günah yoktur. Ve kâfir kadınları nikâh ile tutmayın. Ve siz ne infâk ettiyseniz (mehir olarak ne verdiyseniz) geri isteyiniz. Ve onlar da infâk ettiklerini istesinler. İşte bu, Allah’ın hükmüdür. Aranızda hüküm vermektedir. Ve Allah; Alîm’dir (en iyi bilendir), Hâkim’dir (hüküm sahibidir).

MUMTEHİNE SURESİ 10. Ayeti Hayrat Neşriyat Meali

Ey îmân edenler! Mü’min kadınlar, hicret etmiş kimseler olarak size geldikleri zaman, artık (îmanları husûsunda) onları imtihân edin! Allah, onların (o mümtehıne olan, imtihâna tâbi' tutulan kadınların) îmanlarını daha iyi bilendir. Böylece onların mü’min kadınlar olduklarını bilir (de kanâat eder)seniz, artık onları kâfirlere geri döndürmeyin! Ne bunlar onlara helâldir, ne de onlar bunlara helâl olurlar. (O müşrik kocaların) sarf ettiklerini(bu kadınlara verdikleri mehirleri) de, kendilerine (geri) verin! Bununla birlikte kendilerine (anlaşarak, ayrıca) mehirlerini verdiğiniz takdirde onlarla evlenmenizde, size bir günah yoktur. Hem kâfir kadınların ismetlerini (nikâh akidlerini)tutmayın; sarf ettiğinizi (verdiğiniz mehri) de (geri) isteyin; ve (o kâfirler de hicret eden mü’min kadınlara) sarf ettiklerini (geri) istesinler!Size Allah’ın hükmü budur; aranızda (böyle) hüküm veriyor. Çünki Allah, Alîm (herşeyi bilen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.

Hayrat Neşriyat