MUMTEHİNE SURESİ 10. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali
Medine döneminde inmiştir. 13 âyettir. Onuncu âyette, Hudeybiye antlaşmasından sonra müşrikler arasından çıkıp Medine’ye gelen ve müslüman olduklarını söyleyen kadınların imtihan edilmeleri emredildiği için sûreye mecazen, “imtihan eden” anlamında “mümtehine” denmiştir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا جَاءكُمُ الْمُؤْمِنَاتُ مُهَاجِرَاتٍ فَامْتَحِنُوهُنَّ اللَّهُ أَعْلَمُ بِإِيمَانِهِنَّ فَإِنْ عَلِمْتُمُوهُنَّ مُؤْمِنَاتٍ فَلَا تَرْجِعُوهُنَّ إِلَى الْكُفَّارِ لَا هُنَّ حِلٌّ لَّهُمْ وَلَا هُمْ يَحِلُّونَ لَهُنَّ وَآتُوهُم مَّا أَنفَقُوا وَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ أَن تَنكِحُوهُنَّ إِذَا آتَيْتُمُوهُنَّ أُجُورَهُنَّ وَلَا تُمْسِكُوا بِعِصَمِ الْكَوَافِرِ وَاسْأَلُوا مَا أَنفَقْتُمْ وَلْيَسْأَلُوا مَا أَنفَقُوا ذَلِكُمْ حُكْمُ اللَّهِ يَحْكُمُ بَيْنَكُمْ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ ﴿١٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
yâ eyyuhâ | ey! |
ellezîne âmenû | îmân eden, Allah'a ulaşmayı dileyen kimseler |
izâ | ... olduğu zaman |
câe-kum | size geldi |
el mu'minâtu | mü'min kadınlar |
muhâcirâtin | göç eden, hicret etmiş olan kadınlar |
fe imtehinû | o zaman imtihan edin |
hunne | onlar (kadınlar) |
allâhu | Allah |
a'lemu | çok iyi bilir |
bi îmânihinne | onların (kadınların) îmânlarını |
fe | o zaman, artık, bundan sonra |
in alimtim | eğer bilirseniz |
hunne | onlar (kadınlar) |
mu'minâtin | mü'min kadınlar |
fe | o zaman, artık, bundan sonra |
lâ terciû | geri döndürmeyiniz |
hunne | onlar (kadınlar) |
ilâ el kuffâri | kâfirlere (kâfir erkeklere) |
lâ | değildir |
hunne | onlar (kadınlar) |
hillun | helâl |
lehum | onlar (erkekler), onlara (erkeklere) |
ve lâ | ve değildir |
hum | onlar (erkekler) |
yehillûne | helâl |
lehunne | onlar (kadınlar), onlara (kadınlara) |
ve âtû-hum | ve onlara verin |
mâ | şey |
enfekû | infâk ettiler, verdiler |
ve lâ | ve yoktur |
cunâha | günah |
aleykum | sizin üzerinize |
en tenkihû hunne | onları (kadınları) nikâhlamanız |
izâ | ... olduğu zaman |
âteytumûhunne | onlara (kadınlara) verdiniz |
ucûrahunne | onların ücretlerini, mehirlerini |
ve lâ tumsikû | ve tutmayın |
bi isami | nikâh akdi ile |
el kevâfiri | kâfirler (kâfir kadınlar) |
ve is'elû | ve isteyin |
mâ | şeyler, neyi, ne |
enfaktum | infâk ettiniz, verdiniz |
ve li yes'elû | ve istesinler |
mâ | şeyler, neyi, ne |
enfekû | infâk ettiler, verdiler |
zâlikum | işte bu |
hukmu allâhi | Allah'ın hükmü |
yahkumu | Allah hükmeder |
beyne-kum | sizin aranızda |
ve allâhu | ve Allah |
alîmun | en iyi bilen |
hakîmun | hakîm, hüküm ve hikmet sahibi |
Ey âmenû olanlar! Hicret etmiş olan mü’min kadınlar size geldikleri zaman onları imtihan edin (hicret sebeplerini sorun). Allah, onların îmânını çok iyi biliyor. Artık onların mü’min hanımlar olduğunu bilirseniz (mü’min olduklarından emin olursanız), bundan sonra onları kâfirlere geri döndürmeyiniz. Onlar (mü’min hanımlar), diğerlerine (kâfir erkeklere) helâl değildir. Diğerleri de (kâfir erkekler de), onlar için (mü’min hanımlar için) helâl değildir. Onlara (kâfir erkeklere), infâk etmiş oldukları şeyi (mü’min olarak size gelen kadınlara daha önce vermiş oldukları mehirlerini) geri verin. Ve kendilerine mehirlerini verdiğiniz taktirde, onlara nikâh yapmanızda sizin üzerinize bir günah yoktur. Ve kâfir kadınları nikâh ile tutmayın. Ve siz ne infâk ettiyseniz (mehir olarak ne verdiyseniz) geri isteyiniz. Ve onlar da infâk ettiklerini istesinler. İşte bu, Allah’ın hükmüdür. Aranızda hüküm vermektedir. Ve Allah; Alîm’dir (en iyi bilendir), Hâkim’dir (hüküm sahibidir).
MUMTEHİNE SURESİ 10. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali
Siz ey iman edenler! Mü'min kadınlar muhacir olarak size geldiği zaman -her ne kadar Allah onların inancını çok iyi biliyor idiyse de- siz (yine de) onları imtihana tabi tutun; sonuçta eğer onların mü'min olduğundan emin olursanız, artık onları kafirlere geri göndermeyin: ne o kadınlar (kafir) eşlerine helaldir, ne de eşleri o kadınlara helaldir. Onların verdiklerini de kendilerine iade edin! Ve siz bu kadınların mehirlerini verdiğiniz sürece, onlarla nikahlanmanızda bir beis yoktur. Beri yandan, inkarda eden ısrar kadınların nikahına yapışmayın; onlara verdiğinizi isteyin, aynı şekilde onlar da verdiklerini sizden isteyebilirler. İşte bunlar Allah'ın hükmüdür; aranızdaki hükmü O verir: zira Allah her şeyi bilendir, hikmetle hükmedendir.
Mustafa İslamoğlu