MUMTEHİNE SURESİ 4. Ayeti İbni Kesir Meali
Medine döneminde inmiştir. 13 âyettir. Onuncu âyette, Hudeybiye antlaşmasından sonra müşrikler arasından çıkıp Medine’ye gelen ve müslüman olduklarını söyleyen kadınların imtihan edilmeleri emredildiği için sûreye mecazen, “imtihan eden” anlamında “mümtehine” denmiştir.
قَدْ كَانَتْ لَكُمْ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ فِي إِبْرَاهِيمَ وَالَّذِينَ مَعَهُ إِذْ قَالُوا لِقَوْمِهِمْ إِنَّا بُرَاء مِنكُمْ وَمِمَّا تَعْبُدُونَ مِن دُونِ اللَّهِ كَفَرْنَا بِكُمْ وَبَدَا بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةُ وَالْبَغْضَاء أَبَدًا حَتَّى تُؤْمِنُوا بِاللَّهِ وَحْدَهُ إِلَّا قَوْلَ إِبْرَاهِيمَ لِأَبِيهِ لَأَسْتَغْفِرَنَّ لَكَ وَمَا أَمْلِكُ لَكَ مِنَ اللَّهِ مِن شَيْءٍ رَّبَّنَا عَلَيْكَ تَوَكَّلْنَا وَإِلَيْكَ أَنَبْنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ ﴿٤﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
kad | olmuştu |
kânet | idi, oldu |
lekum | size, sizin için |
usvetun | örnek |
hasenetun | güzel |
fî ibrâhîme | İbrâhîm'de vardır |
ve ellezîne | ve onlar |
mea-hu | onunla beraber |
iz | ... olmuştu |
kâlû | dediler |
li kavmi-him | kendi kavimlerine |
innâ | muhakkak ki biz |
buraâu | uzak |
min-kum | sizden |
ve mimmâ(min-mâ) | ve o şeyden |
ta'budûne | siz tapıyorsunuz |
min dûni allâhi | Allah'tan başka |
kefernâ | biz sizi inkâr ediyoruz |
bi-kum | sizi |
ve bedâ | ve başladı |
beyne-nâ | bizim aramızda |
ve beyne-kum | ve sizin aranızda |
el adâvetu | düşmanlık |
ve el bagdâu | ve buğz, öfke |
ebeden | ebediyyen |
hattâ | ... oluncaya kadar |
tu'minû | siz îmân edersiniz, inanırsınız |
bi allâhi | Allah'a |
vahde-hû | onun tek oluşu |
illâ | hariç |
kavle | söz (söylenen bir söz, bir şey söyleme, bir şey deme) |
ibrâhîme | İbrâhîm |
li ebî-hi | onun babasına, kendi babasına, babasına |
le estagfiranne | mutlaka istiğfar edeceğim, mağfiret dileyeceğim |
leke | sana, senin için |
ve mâ emliku | ve ben malik değilim, benim gücüm yetmez |
leke | sana |
min allâhi | Allah'tan |
min şey'in | bir şeyden |
rabbe-nâ | Rabbimiz |
aleyke | sana |
tevekkelnâ | biz tevekkül ettik |
ve ileyke | ve sana |
enebnâ | yöneldik |
ve ileyke el masîru | ve varış, dönüş, ulaşma sanadır |
Hz. İbrâhîm ve onunla beraber olanlar sizin için güzel bir örnek olmuştur. Onlar kavimlerine şöyle demişlerdi: “Muhakkak ki biz, sizden ve sizin Allah’tan başka taptığınız şeylerden uzağız, sizi inkâr ediyoruz. Ve siz, Allah’ın tek oluşuna inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda ebediyyen düşmanlık ve öfke başladı.” Hz. İbrâhîm’in, babasına: “Senin için mutlaka istiğfar edeceğim (mağfiret dileyeceğim). (Ancak) Allah’tan sana gelecek bir şeyi önlemeye malik değilim, sözü (demesi) hariç. Rabbimiz, biz Sana tevekkül ettik. Ve Sana yöneldik. Ve masîr (varış, dönüş, ulaşma), Sana’dır.”
MUMTEHİNE SURESİ 4. Ayeti İbni Kesir Meali
İbrahim'de ve onun beraberinde olanlarda sizin için gerçekten güzel bir örnek vardı. Hani onlar, kavimlerine demişlerdi ki: Biz, sizden ve Allah' ı bırakıp taptığınız başka şeylerden uzağız. Sizi inkar ediyoruz. Yalnız Allah'a inanıncaya kadar bizimle sizin aranızda ebedi düşmanlık ve öfke belirmiştir. Yalnız İbrahim'in babasına; andolsun ki, senin için mağfiret dileyeceğim. Ama Allah'tan sana gelecek herhangi birşeyi def'etmeye gücüm yetmez, demesi müstesna. Ey Rabbımız; Sana tevekkül ettik ve Sana yöneldik. Dönüş de ancak Sana'dır.
İbni Kesir