Mekke döneminde inmiştir. 128 âyettir. Sûre, adını 68. âyette geçen “en-Nahl” kelimesinden almıştır. “en-Nahl” bal arısı demektir.


مَن كَفَرَ بِاللّهِ مِن بَعْدِ إيمَانِهِ إِلاَّ مَنْ أُكْرِهَ وَقَلْبُهُ مُطْمَئِنٌّ بِالإِيمَانِ وَلَكِن مَّن شَرَحَ بِالْكُفْرِ صَدْرًا فَعَلَيْهِمْ غَضَبٌ مِّنَ اللّهِ وَلَهُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌ ﴿١٠٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

men kefere billâhi (bi allâhi) min ba'di îmâni-hî illâ men ukrihe ve kalbu-hu mutmainnun bi el îmâni ve lâkin men şeraha bi el kufri sadran fe aleyhim gadabun minallâhi ve lehum azâbun azîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
men kefere kim inkâr ederse
billâhi (bi allâhi) Allah'ı
min ba'di ...'den sonra
îmâni-hî kendi îmânı, onun îmânı
illâ hariç
men ukrihe kim zorlanırsa, mecbur edilirse
ve kalbu-hu ve onun kalbi
mutmainnun tatmin olmuş
bi el îmâni îmân ile
ve lâkin fakat, ama, ve de
men şeraha kim açarsa, şerhederse
bi el kufri küfre
sadran göğüs
fe aleyhim o zaman, artık onlara, onların üzerine
gadabun bir gazap
minallâhi Allah'tan
ve lehum ve onların vardır, onlar için vardır
azâbun azîmun büyük azap

Kalbi îmânla mutmain olmuş olduğu halde zorlanan kimse hariç, fakat kim îmânından (hidayete erdikten) sonra Allah’ı inkâr ederse ve kim küfre göğüs açarsa (irşad makamından şüphe edip fıska düşerse, kişinin küfrü talebi sebebiyle, Allahû Tealâ, onun göğsünü küfre açar, şerheder), artık Allah’tan bir gazap onların üzerinedir ve onlar için azîm azap vardır.

NAHL SURESİ 106. Ayeti Ahmet Varol Meali

İman ettikten sonra Allah'ı inkâr eden; -kalbi imanla yatışmış olduğu halde zorlanan (ve bu yüzden küfür sözü söyleyen) değil- ama göğüslerini küfre açan kimselere Allah'tan bir gadab vardır. Ve onlar için büyük bir azap vardır.

Ahmet Varol