NAHL SURESİ 110. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Mekke döneminde inmiştir. 128 âyettir. Sûre, adını 68. âyette geçen “en-Nahl” kelimesinden almıştır. “en-Nahl” bal arısı demektir.
ثُمَّ إِنَّ رَبَّكَ لِلَّذِينَ هَاجَرُواْ مِن بَعْدِ مَا فُتِنُواْ ثُمَّ جَاهَدُواْ وَصَبَرُواْ إِنَّ رَبَّكَ مِن بَعْدِهَا لَغَفُورٌ رَّحِيمٌ ﴿١١٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
(fetene) summe câhedû ve saberû inne rabbeke min ba'di-hâ le gafûrun rahîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
summe | sonra |
inne | muhakkak ki |
rabbe-ke | senin Rabbin |
li ellezîne | o kimseler için, o kimselere, onlara |
hâcerû | hicret (göç) ettiler |
min ba'di mâ | ...'den sonra |
futinû
(fetene) |
işkenceye uğratıldılar
: (işkence etti) |
summe | sonra |
câhedû | cihad ettiler |
ve saberû | ve sabrettiler |
inne | muhakkak |
rabbeke | senin Rabbin |
min ba'di-hâ | ondan sonra |
le gafûrun | elbette mağfiret edendir |
rahîmun | rahmet nuru gönderendir |
Daha sonra da muhakkak ki senin Rabbin, işkenceye uğratıldıktan sonra hicret (göç) edenlere sonra da cihad edip sabredenlere, şüphesiz (bütün) bunlardan sonra, elbette Gafur (mağfiret eden)’dur ve Rahîm (rahmet nuru gönderen)’dir.
NAHL SURESİ 110. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Bir de, temel hak ve hürriyetlerinin engellenerek, baskı, zulüm ve işkenceye mâruz kalmalarının ardından, memleketlerinden, özgürce Allah’a kulluk ve ibadet etmek, güç ve gönül birliği yapmak için hicret edip, Allah yolunda hayatlarını ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihad edenlerin, cihadın sıkıntılarına, güçlüklerine, şer’î sorumluluklara katlananların yanında senin Rabbin vardır. Senin Rabbin bu feragat ve fedakârlıktan sonra, onları koruma kalkanına alır, onlara karşı çok bağışlayıcı ve engin merhamet sahibidir.
Ahmet Tekin